Âlemlerin Rabbi el-Velî ve el-Vedûd olan Allâh’u Teâlâ’nın ismiyle… Yarattığı zerrelerin adedince O’na hamd eder, nefislerimizin şerrinden yine O’na sığınır ve her daim O’ndan yardım ve mağfiret dileriz. Salât ve selâm; O’nun seçip şereflendirdiği Nebîmiz aleyhisselâm’ın, O’nun pak âlinin ve güzide ashâbının üzerine olsun.
Ey muvahhîd mü’minler!
Rabbimizin lütfu ve inâyetiyle Minhâc Dergisi olarak 11. sayımıza gelmiş bulunuyoruz. İslâm akîdesinin ve ahlâkının yayılmasını hedef alan güzide Dergimiz, bu sayısıyla ülfet kavramını, siz değerli okurlarıyla buluşturuyor.
Elhamdulillâhi hamden kesiran…
Dergimizin konusu olan ülfetin kısa bir tarifini yaparsak deriz ki: Ülfet, insânların birbirleriyle kalbî bağının olması, birbirlerine karşı muhabbeti inşâ ederek bunu ictimâî alana da yaymaları demektir. Ülfet bir nevî, kalpler arasında manevî köprüler kurarak, halkı toplumsal kaynaşma ve dayanışmaya kılavuzlar ve götürür.
Allâh Subhânehu ve Teâlâ toplumsal birlikteliğe ve kaynaşmaya önem vermiş ve Müslümanların birlik ve uyum içerisinde bir hayât sürmelerini istemiştir. Kur’ân-ı Kerîm’de şöyle geçmektedir:
“Hep birlikte Allâh’ın ipine sımsıkı sarılın. Parçalanıp bölünmeyin.” [Âl-i İmrân: 3/103]
Âyetin devamında Rabbimiz ülfetin önemini vurgulayarak şöyle buyurmuştur:
“Allâh’ın size olan nimetini hatırlayın. Hani sizler birbirinize düşmanlar idiniz de O, kalplerinizi ülfetle birleştirmişti. İşte O’nun bu nimeti sayesinde kardeşler olmuştunuz.” [Âl-i İmrân: 3/103] Hiç şüphesiz ki kalpler arasına ülfet koymak Allâh’u Teâlâ’nın kullarına olan bir nimetidir.
Rasûlullâh aleyhisselâm ise şöyle buyurmaktadır:
“Aranızın kötü olmasından sakının. Çünkü bu mahvedici (bir hâl)dir.” [Tirmizî]
Kur’ân’da ve Sünnet’te belirtildiği üzere Müslümanların aralarında sevgi bağı kurmaları ve bu sevgi bağını bozacak hallerden kaçınmaları emredilmiştir. Ülfet, Müslümanların hayatlarının güzelleşmesine vesile olur. Çünkü hayâtın güzelliklerinin birçoğunun, insânların birbiriyle kurdukları dostluk ve yardımlaşmadan kaynaklandığı bilinir. Müslümanlar arasında ictimâî dayanışma arttıkça Allâhû Teâlâ’nın rahmeti de artar. Allâh’ın rahmetinin olduğu yerde ise hayırlar çoğalır, şerler ise yok olur.
Değerli okurlarımız!
Müslümanların gücünün vahdette ve ülfette olduğunu bilen yeryüzü tağutları gün be gün oyunlar kurmakta, desiseler düzenlemektedirler. Müslümanların arasında, ülfeti bozup düşmanlığı yaymak istemektedirler. İslâm düşmanları her ne kadar şeytânî planlar kursa da el-Vedûd olan Rabbimiz onların tuzaklarını başlarına geçirmeye kadirdir. Rabbimizin buyruğunda geçtiği üzere:
“Onlar tuzak kurdular. Allâh da onlara tuzak kurdu. Allâh, tuzak kuranların en hayırlısıdır.” [Âl-î İmrân: 3/54]
Bu noktada Müslümanların uyanık olmaları kaçınılmaz bir gerçektir. İslâm düşmanları planlarında ciddiyken Müslümanların gafil kalmaları söz konusu olamaz. Ümmet için ülfet içinde cem olma vaktidir.
Bu şuurla, sizleri, Müslümanlar arasında ülfetin yayılmasını dert edinmiş değerli yazarlarımızın yazılarıyla baş başa bırakıyoruz. Rabbimizden niyâzımız, yazılarımızı başta sahiplerine ardından da sizlere faydalı kılar.
Nice sayılarda ülfet üzere buluşabilmek temennisiyle, sizleri amelleri ve emânetleri zâyi etmeyen Allâh’u Teâlâ’ya emânet ediyoruz.
Selâm ve duâ ile…
fi emânillâh.
Minhâc Dergisi 11. Sayı | Ekim 2024
Dergi’den
Âlemlerin Rabbi el-Velî ve el-Vedûd olan Allâh’u Teâlâ’nın ismiyle… Yarattığı zerrelerin adedince O’na hamd eder, nefislerimizin şerrinden yine O’na sığınır ve her daim O’ndan yardım ve mağfiret dileriz. Salât ve selâm; O’nun seçip şereflendirdiği Nebîmiz aleyhisselâm’ın, O’nun pak âlinin ve güzide ashâbının üzerine olsun.
Ey muvahhîd mü’minler!
Rabbimizin lütfu ve inâyetiyle Minhâc Dergisi olarak 11. sayımıza gelmiş bulunuyoruz. İslâm akîdesinin ve ahlâkının yayılmasını hedef alan güzide Dergimiz, bu sayısıyla ülfet kavramını, siz değerli okurlarıyla buluşturuyor.
Elhamdulillâhi hamden kesiran…
Dergimizin konusu olan ülfetin kısa bir tarifini yaparsak deriz ki: Ülfet, insânların birbirleriyle kalbî bağının olması, birbirlerine karşı muhabbeti inşâ ederek bunu ictimâî alana da yaymaları demektir. Ülfet bir nevî, kalpler arasında manevî köprüler kurarak, halkı toplumsal kaynaşma ve dayanışmaya kılavuzlar ve götürür.
Allâh Subhânehu ve Teâlâ toplumsal birlikteliğe ve kaynaşmaya önem vermiş ve Müslümanların birlik ve uyum içerisinde bir hayât sürmelerini istemiştir. Kur’ân-ı Kerîm’de şöyle geçmektedir:
“Hep birlikte Allâh’ın ipine sımsıkı sarılın. Parçalanıp bölünmeyin.” [Âl-i İmrân: 3/103]
Âyetin devamında Rabbimiz ülfetin önemini vurgulayarak şöyle buyurmuştur:
“Allâh’ın size olan nimetini hatırlayın. Hani sizler birbirinize düşmanlar idiniz de O, kalplerinizi ülfetle birleştirmişti. İşte O’nun bu nimeti sayesinde kardeşler olmuştunuz.” [Âl-i İmrân: 3/103] Hiç şüphesiz ki kalpler arasına ülfet koymak Allâh’u Teâlâ’nın kullarına olan bir nimetidir.
Rasûlullâh aleyhisselâm ise şöyle buyurmaktadır:
“Aranızın kötü olmasından sakının. Çünkü bu mahvedici (bir hâl)dir.” [Tirmizî]
Kur’ân’da ve Sünnet’te belirtildiği üzere Müslümanların aralarında sevgi bağı kurmaları ve bu sevgi bağını bozacak hallerden kaçınmaları emredilmiştir. Ülfet, Müslümanların hayatlarının güzelleşmesine vesile olur. Çünkü hayâtın güzelliklerinin birçoğunun, insânların birbiriyle kurdukları dostluk ve yardımlaşmadan kaynaklandığı bilinir. Müslümanlar arasında ictimâî dayanışma arttıkça Allâhû Teâlâ’nın rahmeti de artar. Allâh’ın rahmetinin olduğu yerde ise hayırlar çoğalır, şerler ise yok olur.
Değerli okurlarımız!
Müslümanların gücünün vahdette ve ülfette olduğunu bilen yeryüzü tağutları gün be gün oyunlar kurmakta, desiseler düzenlemektedirler. Müslümanların arasında, ülfeti bozup düşmanlığı yaymak istemektedirler. İslâm düşmanları her ne kadar şeytânî planlar kursa da el-Vedûd olan Rabbimiz onların tuzaklarını başlarına geçirmeye kadirdir. Rabbimizin buyruğunda geçtiği üzere:
“Onlar tuzak kurdular. Allâh da onlara tuzak kurdu. Allâh, tuzak kuranların en hayırlısıdır.” [Âl-î İmrân: 3/54]
Bu noktada Müslümanların uyanık olmaları kaçınılmaz bir gerçektir. İslâm düşmanları planlarında ciddiyken Müslümanların gafil kalmaları söz konusu olamaz. Ümmet için ülfet içinde cem olma vaktidir.
Bu şuurla, sizleri, Müslümanlar arasında ülfetin yayılmasını dert edinmiş değerli yazarlarımızın yazılarıyla baş başa bırakıyoruz. Rabbimizden niyâzımız, yazılarımızı başta sahiplerine ardından da sizlere faydalı kılar.
Nice sayılarda ülfet üzere buluşabilmek temennisiyle, sizleri amelleri ve emânetleri zâyi etmeyen Allâh’u Teâlâ’ya emânet ediyoruz.
Selâm ve duâ ile…
fi emânillâh.
Minhâc Dergisi 11. Sayı | Ekim 2024
Bir Cevap Yaz