«
  1. Anasayfa
  2. 9. SAYI / NİSAN 2024
  3. Doğru Hayal

Doğru Hayal

URVE

Denizlerin birinde, hamsilerin içinde, kendi küçük, hayalleri büyük bir hamsicik yaşarmış. Doğup büyüdüğü sürüye değer vermeyen, diğer hamsileri beğenmeyen bu hamsicik; iyi şeylere sevinmez, kötü şeylereyse dertlenmezmiş. İyilikleri çabuk unutan, kötülükleri ise hep hatırlayıp, sürekli konuşan “dırdır” lakaplı bir hamsiymiş bu minik balık.

Güzelliklere karşı kör ve sağır olan bu hamsiciğe diğer hamsiler ne yapsalar bir türlü yaranamıyorlarmış. Mızmız hamsicikse; “Kimse beni dinlemiyor?” diyerek hep sızlanıyor, hamsilerin onu anlamadığından yakınıyormuş. Yapılanlar ona bir türlü yetmiyor, hep daha fazlasını istiyormuş. Günün birinde dayanamamış ve sürüsünü terk ederek hayallerinin peşinden gitmeye karar vermiş.

Beklenen gün gelip çattığında da sürünün dikkatini çekmeden kaşla göz arasında özgürlüğe kanat açmış. Bir an kendini hiç olmadığı kadar hür hissetmiş, “demek özgürlük böyle bir şeymiş” diyerek iç çekmiş. Fakat birkaç saat içerisinde kendisini yemeğe çalışan, saldırgan mı saldırgan balıkların saldırısına uğrayınca acabalar arasında kalıp, hayallerini sorgulamaya başlamış. Minicik kalbi sıkışmış ve daralmış. Hiç olmadığı kadar kendisini yalnız ve çaresiz hissetmiş.

Hayalleri için yola çıktığında bu zorluklarla karşılaşacağını hesap edemeyen zavallı hamsiciğin minik kanatlarında derman kalmamış. Saklanacağı bir yer bulup, hemen oraya sığınmış. Biraz sakinledikten sonra kendini ikna ederek tekrar hayallerine kanatlarını açmış. Oradan oraya kendi başına geziniyor, hem balıkları hem diğer canlıları inceliyor, hem de kahraman balığını arıyormuş.

Ve nihayet dev cüssesiyle, kessin dişleriyle onu görmüş. Evet, evet işte karşısında duruyormuş. Dev köpek balığına bakmak bile onun gibi hissettirmiş minik hamsiciği. Onun yanına gidip konuşmak istemiş ancak köpek balığı avlanıyormuş. Yakaladığı koca bir balığı sağa sola çevirerek parçalara ayırırken dehşetle onu izlemiş. Etrafında ki küçük balıklar küçük parçaları alıp kaçıyorken, dev balık parçaladığı avını bir çırpıda yutuvermiş. Bunu gören minik hamsi önce bir yutkunmuş, sonra da; “Onun benimle ne ilgisi olur? Zaten karnını da doyurdu, ben onun bir dişi kadar bile değilim!” diyerek kendine cesaret vermiş. Usulca köpek balığının yanına yaklaşarak; “Bir şey diyecektim” demiş ve ardından da eklemiş; “Sizi rahatsız etmeyecek bir şey, benim gibi küçücük…”

Hamsicik, hızlanan köpek balığının peşinde bunları mırıldanıyormuş fakat köpek balığının onu duymadığını fark etmiş. Tekrar cesaretini toplayarak köpek balığının önüne çıkmış ve oradan seslenmiş. Köpek balığı minik balığın korkup kaçmasını isteyerek ağzını açarak dişlerini göstermiş. Ne garip ki hamsicik korkmamış, kendisi bile korkmadığına şaşırmış. Bu sefer de köpek balığının sağından ve solunda “dırdır” yaparak köpek balığını bezdirmiş. Dayanamayan köpek balığı; “Ne var, çabuk söyle ve beni rahatsız etme!” demiş.

Hamsicik, muzaffer bir komutan gibi heyecanlanmış, az daha ne soracağını dahi unutacakmış. “Şey, şeyyy!” diye söylenirken “evet, evet ya hayallerim…” demiş “Ben, hayallerimi soracaktım.” Köpek balığı hiddetlenerek; “Şu koca denizde başkasını bulamadın da beni buldun, gelmiş lakırdı yapıyorsun, ne dediğinde belli değil!” demiş. “Ama sorum sizinle alakalı” deyince köpek balığı; “Neymiş o?” diyerek hamsiye söz hakkı tanımış. Bunun üzerine hamsicik kendinden, sürüsünden, ulaşamadığı hayallerden bahsetmiş. Son söz olarak; “Ben, sizin gibi olmak, okyanusları aşmak, avımı dişlerimle parçalamak, denizlere korku salmak istiyorum, bana yardım edin.” deyivermiş.

Hamsiyi dinleyen köpek balığı son cümlenin ardından kocaman bir kahkaha atmış ve konuşmaya başlamış; “Demek sen, benim gibi olmak istiyorsun ha, öyle mi? Hayalin ben olmak yani ha, ha, haaa! Ne tuhaf değil mi kiminin ulaşılamaz hayali, diğeri için hayat oluyor. Bak minik balık, şimdi beni çok iyi dinle! Her hayal, doğru hayal değildir. Ulaşılmaz hayaller peşinde koşmak hiçbirimize bir şey kazandırmaz. Ben, hamsi olamayacağım gibi sen de hiçbir zaman köpek balığı olamayacaksın. Elbette herkesin hayalleri olabilir, ancak ulaşabileceğin hayaller doğru hayallerdir. Yanlış hayallerse hiçbir zaman gerçekleşme imkânı olmayanlardır. Yanlış hayaller sana bir şey katmaz, senin olanları da senden alır. Her balık kendi çapında, kendi çevresinde ulaşabileceği hayaller kurmalı. Bana sorarsan şimdi sürüne dön. Kim olduğunu unutmadan kendi hemcinslerin arasında hayaller kur. Doğru olan budur. Yanlış hayaller peşinde ömrünü harcama; bu seni hep mutsuz ve başarısız kılar.”

Hamsi beklemediği bu sözler karşısında donakalmış, karşısında bilge bir köpek balığı varmış da her bir sözle kendisini aydınlanıyor hissetmiş. Fakat hayalperest hamsi, bunları duymak yerine hayallerini besleyecek şeyleri duymayı tercih edeceğini de fark etmiş. Köpek balığıyla konuşacak bir şey kalmayınca da köpek balığına teşekkür ederek oradan ayrılmış. Yine kendini gizleyeceği bir yere geçmiş. Orada söylenenleri düşünmüş, düşünmüş… Söylenenleri kabul edip, hayallerini terk etmek zor gelse de sonunda köpek balığına hak vermiş.

Sürüsüne dönerken karşılaştığı ahtapota, deniz kaplumbağasına hatta diğer küçük balıklara köpek balığının söylediklerinden bahsetmiş. Hepsi de köpek balığıyla ağız birliği yapıyorlarmışçasına aynı şeyleri söyleyince hamsiciğin hiçbir şüphesi kalmamış. Artık en büyük hayali sürüsünü bulmak olan hamsicik nereye gitse, kime sorsa sürüsünü bir türlü bulamamış. Nihayet birkaç hamsiye denk gelmiş ve sürüyü onlara sormuş. Onlar da olan biteni anlatıp, felaketi haber vermişler.  Meğer o ayrıldıktan kısa bir süre sonra bir balıkçı teknesinin tüm sürüyü yakalamış. Hamsicik, bu haberle donakalmış. Sürünün yok olmasıyla birlikte tüm tanıdıkları bir kere de kaybetmiş. Etrafında ki birkaç hamsiye bakarken köpek balığının söylediği; “Sen, kendi süründe kendi yapabileceklerinin peşinde gitmelisin” sözünü hatırlamış. Dağınık hamsileri bir araya toplamış ve onlara; “Kaybımız çok büyük; fakat biz hayattayız. Ağlardan kurtulanları bulacağız; tekrar büyük bir sürü kuracağız. Bunun için yılmadan, istikâmetten ayrılmadan, mücadele edeceğiz” diyerek cesaret veren bir konuşma yapmış. Konuşmadan sonra da doğru hayalini bulduğunu fark etmiş.

Ne mutlu ona! Darısı diğer hamsilerin başına!

Minhâc Dergisi 9. Sayı | Nisan 2024 | Urve Tahir

Bir Cevap Yaz