Değerli okurlarımız! Dergimiz bu sayımızda gündeme dair gelişen vakıalar karşısında sessiz kalmayarak kamuoyuna iki açıklama yapmıştır. Bunları sizlerle paylaşıyoruz.
1. MUÂVİYE RADÎYALLÂHU ANHU HAKKINDA AÇIKLAMA
Tevhîdi emredip, şirki yasaklayan Allâh’u Teâlâ’nın ismiyle… O’na hamd eder, O’ndan yardım ve mağfiret dileriz. Salât ve selâm tevhîdî dâvetin son elçisi Nebîmizin, O’nun seçilmiş ve rızâya ermiş âlinin ve ashâbının üzerine olsun.
Kamuoyuna duyurulur:
Son günlerde sosyal mecralarda Muâviye radîyallâhu anhu hakkında haddi aşan çok çirkin sözler söylenmekte ve kendisine çeşitli iftiralar atılmaktadır. Bu münkerât karşısında Minhâc Dergisi olarak böyle bir beyânda bulunmanın zarûrî olduğunu düşünmekteyiz.
Ehl-i Sünnet’e bağlılığını her fırsatta dile getiren tevhîdin hâdimi olan Dergimiz, mü’minlerin dayısı, vahiy kâtibi ve emîni, başta Buhârî ve Müslim olmak üzere muhaddîs imâmların kendisinden toplamda 163 hadîs naklettiği Muâviye radîyallâhu anhu hakkında söylenen çirkin sözleri ve iftiraları şiddetle reddetmektedir.
Tevhîd ve Sünnet düşmanları her ne zaman İslâm’a saldırmak istemişlerse sahâbelerimizi konu edinmişler, sahâbelerimiz içinde de özellikle Muâviye radîyallâhu anhu’yu hedef almışlardır. Bu eylem, ehl-i bid’at fırkaların temel özelliklerindendir. Ehl-i Sünnet olmak ise ehl-i bid’attan ve onların bid’at görüşlerinden beri olmayı gerektirir. Bizler de bu menfur eylemle alakalı olarak Ehl-i Sünnet ve’l-Cemâat’in sahâbe-i kirâm hakkındaki hassasiyetine dikkat çekmek istiyoruz.
Bizler, îmân ediyoruz ki sahâbe-i kirâm Rabbimizin rızâsına eren hayırlı bir nesildir. Zîrâ onlar, Rabbimizin kitâbında; “Allâh onlardan râzı olmuş, onlar da O’ndan râzı olmuşlardır” [Beyyine: 98/8] buyruğuna nâil olmuşlardır.
Nebîmiz sallallâhu aleyhi ve sellem de onlardan bahsederken şunları söylemiştir:
“İnsânların en hayırlıları benim içinde bulunduğum nesil, sonra onların ardından gelenler, sonra da onların ardından gelenlerdir.” [Buhârî]
“Ashâbıma dil uzatıp sövmeyiniz, canımı elinde tutan Allâh’a yemin olsun ki, sizden biriniz Uhud dağı kadar altın harcasa, onların harcadıkları bir ölçek veya onun yarısına bile ulaşamaz.” [Buhârî]
“Ümmetim yetmiş üç fırkaya ayrılacaktır. Bunlardan biri hariç hepsi Cehennemdedir. Kurtulan o fırka, benim ve ashâbımın yolundan gidenlerdir.” [Tirmizi]
Değerli Muvahhîdler!
Bizler, hayırlı nesilleri hayırla yâd edenleriz. Bizler, selef neslinden değerli kimselerin hâdiseleri hakkında bize söz düşmediği için konuşmayız. Rabbimizin buyurduğu gibi; “Onlar bir ümmetti gelip geçti; onların kazandıkları kendilerine, sizin kazandıklarınızsa sizedir. Siz onların kazandıklarından sorgulanacak değilsiniz” [Bakara: 2/134] deriz.
Onlar arasında gerçekleşen hâdiseleri Rabbimize havâle eder ve hayırla anılan insânlar hakkında kötü sözler söylemeyiz ve söylenmesine de râzı olmayız.
Biliniz ki sahâbeye dil uzatmak, nifâk ve bid’at ehlinin vasıflarındandır. Dün, Medine’nin münâfıkları sahâbe-i kirâma laf söylemişken, onların yerini daha sonrasında Şia ve Havâric almıştır. Günümüzde ise Şia özentileri, reformistler, hadîs inkârcıları ve daha nice bid’at ve heva ehli, sahâbe-i kirâma saldırmaktadır. Onları el-Hasîb olan Rabbimize şikâyet edenler olarak, sahâbemizi her dâim hayırla ve rahmetle yâd ediyoruz.
Allâh’u Teâlâ’nın rahmeti onların üzerine olsun. Rabbimiz onların derecelerini âli kılsın, taksiratlarını ise af eylesin. Allâhumme âmin.
Ehl-i Sünnet Muvahhîd kardeşlerimize selâm ve duâ ile…
2. TERÖR DEVLETİ İSRAİL HAKKINDA AÇIKLAMA
Adâleti emredip, zulmü yasaklayan Allâh’u Teâlâ’nın ismiyle… O’na hamd eder, O’ndan yardım ve mağfiret dileriz. Salât ve selâm kattal olan Nebîmizin, O’nun pak âlinin ve ashâbının üzerine olsun.
Kamuoyuna Duyurulur:
Son günlerde Filistin topraklarında meydana gelen “kadın-çocuk-bebek” ayırt etmeksizin birçok mazlumun katledildiği hâdiseler üzerine Minhâc Dergisi olarak bir beyânda bulunmayı zarûrî gördük.
Değerli Muvahhîdler!
Bizler biliyoruz ki asr-ı saadetten başlayarak zamanımıza kadar İslâm’a ve Müslümanlara karşı en büyük düşmanlığı yapanlar Yahûdîlerdir. Allâh’u Teâlâ, onlar hakkında şöyle buyurmuştur:
“Îmân edenlere düşmanlık etmede insânların en şiddetlisinin kesinlikle Yahûdîler ile Allâh’a ortak koşanlar olduğunu görürsün.” [Mâide: 5/82]
Tarih boyunca her dönemde fesâdın başı olan Yahûdîlerin işledikleri cürümlerin ve zulümlerin ardı arkası kesilmemiştir. Ehl-i îmâna en büyük düşmanlığı yapan Yahûdîlerin, ellerine her fırsat geçtiğinde bu düşmanlıklarını hiçbir engel tanımadan tüm dünyâya gösterdikleri bilinen bir gerçektir. Dün, -selâm üzerlerine olsun- Peygamberlere karşı yaptıkları zulümleri ve katliamları, bugün tüm dünyâ halklarına uygulamaktadırlar. En son meydana gelen vahşet ve katliamlar, hastanelerdeki yaralıların bile hunharca katledilmesi onların kural tanımaz azgın yüzünü bizlere göstermektedir.
Bizler, yaptıkları zulümlerden beri olanlar olarak, onları el-Kahhar ve el-Muntakim olan Rabbimize şikâyet ediyor ve yakînen inanıyoruz ki yaptıkları zulümlerin bedeli elbette olacaktır. Onlar işledikleri cürümlerin karşılığını hem bu dünyâda hem de ahirette göreceklerdir. Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
“Müslümanlarla Yahûdîler savaşmadıkça kıyâmet kopmayacaktır. O savaşta Müslümanlar (gâlib gelerek) Yahûdîleri öldüreceklerdir.” [Müslim]
Ayrıca belirtelim ki asırlarca İslâm’ın hüküm sürdüğü ve Müslümanların yaşadığı, ilk kıblegâhımız olan Mescid-i Aksa, Kudüs ve civârı bizler için önemli yerlerdendir. Rabbimiz kitâbında oradan şöyle bahsetmiştir:
“Kendisine âyetlerimizden bir kısmını gösterelim diye kulunu (Muhammed’i) bir gece Mescid-i Haram’dan çevresini bereketlendirdiğimiz Mescid-i Aksa’ya götüren Allâh, tüm eksikliklerden münezzehtir.” [İsrâ: 17/1]
Bu sebeble oraların zulümden kurtulması sadece Filistin halkı için değil, tüm âlem-i İslâm için bir sevinç kaynağı olacaktır. Rabbimiz bizlere o günleri göstersin. Allâhumme âmin.
Fakat esefle itiraf edelim ki bugün sayıları iki milyara yaklaşan (sözde) Müslümanların ve altmışa yakın “İslâm ülkesi” olarak ifâde edilen İslâmsız ülkelerin acınası halleri ortadadır. Terör devleti İsrail ve diğer İslâm düşmanları, bahsi geçen bu halkların ve ülkelerin tevhîd üzere olmadıklarını bildiklerinden böyle cesaretlenebilmektedirler. Rabbimizden niyâzımız; İslâm düşmanlarının hak ettikleri gibi zelîl olması için, bahsi geçen bu halkların ve ülkelerin laiklik ve demokrasi gibi küfürlerden kurtulup, aslî hüviyetlerine geri dönmeleridir.
Rabbimiz; İslâm’a ve İslâm ehline düşman olanları kahreylesin, onların birliklerini ve düzenlerini dağıtsın. Yeryüzünün doğusunda ve batısında İslâm için mücâdele edenleri, evvelinde tevhîd, âhirinde ise şehâdet nimeti ile nimetlendirsin. Mustazaf ümmetimizin maddî ve mânevî yaralarını sarsın. Gerçekleşen bu hâdiseleri İslâm’ın ve Muvahhîdlerin lehine, küfrün ve kâfirlerin aleyhine çevirsin. Allâhumme âmin.
Muvahhîdlere selâm ve duâ ile…
Minhâc Dergisi 7. Sayı | Ekim 2023