«
  1. Anasayfa
  2. 2. SAYI / TEMMUZ 2022
  3. Dergi’den

Dergi’den

dergi

Kelâmı ile kullarını zulümattan nûra ulaştıran Allâh’u Teâlâ’nın ismiyle sözlerimize başlıyoruz. Kelâmına imân edenler olarak; O’na yarattığı zerreler adetince hamd ederiz. Seçtiği tüm elçilerine ve hassaten son tevhid elçisi Muhammed aleyhisselâm’a, O’nun ehli beytine ve ashabına da salâtu selâm olsun.

Minhâc Dergisi’nin değerli okurları!

Dergimiz, hak yoldaki yürüyüşüne devam ediyor. Rabbimizin lütfü ile yeni bir sayımızda yine sizlerleyiz.

Elhamdulillâhi hamden kesirân…

Bir hakikattir ki; dünden bugüne, şahit olduğumuz üzere fani olan her şey değişiyor. Yeniler eskiyor, nesiller değişiyor. Yenilerin eskiyip, nesillerin değiştiği şu garip zamanda gördüklerimizden ve duyduklarımızdan muzdarib olduğumuzu ifade edelim.

Beşeriyetin tüm kutsallarından hatta insânlığından uzaklaştığı şu ahir zamanda çürümenin ve yozlaşmanın her türlüsü, her haliyle yaşanırken, bizler nasıl olur da ızdırab duymayız? Elbette bu, imân sahipleri için mümkün değildir.

Dinin hakikatlerinden yüz çevrildiği, vicdanların hunharca katledildiği bir zamanda üzüntümüz her geçen gün artmaktadır. Her gelen gün, yeni haberlerin postacısıyken, gelen her haber bizleri daha da derinden yaralamaktadır.

Öyle ki günümüz nesilleri dini terk ettiklerini, necis ideolojilerin ve inançların peşine takıldıklarını utanıp sıkılmadan rahatça söyleyebilmekteler. Ne hazindir ki onlara: “Durun kalabalıklar, bu yol çıkmaz sokak!” diyen gür bir ses de yok!

Yakinen görülmekte ki; İslâm’dan uzaklaşanlar, İslâm ahlakından da uzaklaşmaktadırlar. Hali hazırda felaketzedelerin olduğu her yer yıkım alanını andırmakta.

Necaset çukurlarındaki sularla yetişen bataklığın gülleri, her türlü dikeniyle hem kendilerine hem de çevrelerine olabildiğince zarar vermekteler. Hız kesmeden devam edegelen İslâmsızlığın sonucunda ise; kutsal değerler ayaklar altına alınmış, kutsal kitâb ise tekmelenir olmuştur.

Bu gidişat, gidişat değildir. Böyle devam edilecek olursa; bu gidişat, dünyevî perişanlığı ve uhrevî helakı beraberinde getirecektir. Her selim vicdan sahibi; “bu gidiş nereye?” [Tekvir: 81/26] diyerek, felaketzede nesillere bir “dur!” demelidir.

Gidişattan razı olmayanlar olarak, haktan yana tavrımızı ortaya koyduğumuz bu sayımızı Kur’ân’a ayırdık. Biliyoruz ki; kitâblarına sahip çıkan Kur’ân’ın nesilleri, dareyn saadetine ermişler ve ereceklerdir.

“İmân edip salih amellerde bulunanları, karanlıklardan nûra çıkarması için Allâh’ın apaçık ayetlerini size okuyan bir elçi de (gönderdik). Her kim, imân edip salih bir amelde bulunursa (Allâh) onu içinde ebedi kalmak üzere altından ırmaklar akan cennetlere sokar. Hakikaten Allâh, ona güzel bir rızık ihsân etmiştir.” [Talak: 65/11]

Bizler de kutsal mirasımızın varisleri olarak, Kur’ân neslinin yeniden inşası için yoldayız. Her bir kelimemiz hatta her bir harfimiz Kur’ân’a ve O’nun söndürülemez hakikatlerine adanmıştır. Asr-ı Gurabada, Ashâb-ı Kehf gibi yalnız kalsak da ömrümüz Hizmet-i Kur’âniyeye feda olsun.

Kur’ân’ın pak nesillerine selâm ve dua ile…

fi emânillâh…

Minhâc Dergisi 2. Sayı | Temmuz 2022