Tevhîdî Şiir
(1) Tevhîdî şiir, hayrı gâye edinip, hayırlarda koşturmayı sürdüren, hayırlı adamların hayır adına inşa ettikleri tevhîdî sanattır.
(2) Tevhîdî şiir, dâvâ şuuruyla yola koyulan ömrünü ve ölümünü Allâh’a adayanların yaptığı ve yaptırdığı tevhîdî sanattır.
(3) Tevhîdî şiir, yazmak için yazanlar tarafından değil, bilakis her bir kelimenin sorumluluğunun şuurunda olanlar tarafından inşa edilen tevhîdî sanattır.
(4) Tevhîdî şiir, mimarî hesaplamalar ve planlamalar gibi, tevhîdî bir hesaplama ve planlama yapılarak, İslâmî gâyeye hizmet eden ve ettiren tevhîdî sanattır.
(5) Tevhîdî şiir, hayât imtihanındaki zorlukları aşan, derdinde dermanı arayan kalemşörler tarafından inşa edilen tevhîdî sanattır.
(6) Tevhîdî şiir, uyutanlar arasında uyandıran, direnişi ve dirilişi hedefleyen tevhîdî sanattır.
(7) Tevhîdî şiir, altın kıymetindeki kelimeleri yerinde ve kıvamında kullanan tevhîdî sanattır.
(8) Tevhîdî şiir, ruhî çöküntü içerisindeki mânevî hastalara, mânevî reçeteyi şiir diliyle yazan tevhîdî sanattır.
(9) Tevhîdî şiir, başta ümmet-i Muhammed olmak üzere tüm Âdemoğluna soluyacakları tertemiz tevhîdî atmosferi sunan tevhîdî sanattır.
(10) Tevhîdî şiir, hüsnü’l-ihtiyar ile en güzeline talip olan, zevki selimle en güzelini ortaya koymaya çalışan tevhîdî sanattır.
(11) Tevhîdî şiir, insâna insanlığını hatırlatan, ona kulluğunu ve fâniliğini unutturmayan tevhîdî sanattır.
(12) Tevhîdî şiir, gönüllerden gönüllere şiirle seslenerek, gönül ülkesinin fethini gâye edinen tevhîdî sanattır.
(13) Tevhîdî şiir, kelepçelerle hapsedilemeyen hür ruhların, hürriyet özlemiyle inşa ettikleri tevhîdî sanattır.
(14) Tevhîdî şiir, sanatsal duruşu terk etmeden, inci gibi kelimeleri şiirden dizelere dizerek okuyucunun boynuna takan tevhîdî sanattır.
(15) Tevhîdî şiir, tevhîdî medeniyetin inşasını hedefleyen tevhîdî sanattır.
(16) Tevhîdî şiir, kıyâmîlik esasına göre tevhîd düşmanları karşısında kıyâm eden ve ettiren tevhîdî sanattır.
(17) Tevhîdî şiir, her bir kelime ile tevhîdi ve tevhîd ehlini savunmayı amaçlayıp, muvahhîdlere fayda veren; küfür ehline ise dâimi bir saldırıyı hedefleyen tevhîdî sanattır.
(18) Tevhîdî şiir, tevhîd dâvetini şimdiye ve yarına hatta asırlar sonrasına bile miras bırakmaya çalışan tevhîdî sanattır.
(19) Tevhîdî şiir, ahlâkı ve adâbı bir tarafa bırakan, ahlâksız ve edebsizlerin aksine; tevhîdî ahlâk ve edeb ile izzetle icra edilen tevhîdî sanattır.
(20) Tevhîdî şiir, muvahhîdlerce inşâ ve inşâd edilen tevhîdî sanattır.
Muvahhîd Şair
(1) Muvahhîd şâir, şiiri sanat için değil, sanatı Allâh için yapıp, kelimelerini Allâh’a adayandır. Kelimelerle cihâd eden bir mücâhiddir, tevhîd ehli şâir.
(2) Muvahhîd şâir, kelimeleriyle konuşup, konuşturandır. Susması ve konuşması hayır olan, hayra kılavuzlayandır, tevhîd ehli şâir.
(3) Muvahhîd şâir, tevhid dâvâsının adamıdır. Durgun su gibi değil bilakis akan nehir gibi coşkulu kelimelerle çağına ve çağlara dâvâsını taşıyan dâvâ adamıdır, tevhîd ehli şâir.
(4) Muvahhîd şâir, yapmak için yıkan, yıkılanı yapabilme vasfına sahip olandır. İnkırazdan ihyâyı hedefleyebilen, balyozu elinde bir mühendistir, tevhîd ehli şâir.
(5) Muvahhîd şâir, dağların zirvesine çıkmayı göze alıp, zorluklarına katlanan gibi mânânın zirvesini hedefleyip zorluklarına katlanandır. Çile yollarının çilekeş adamıdır, tevhîd ehli şâir.
(6) Muvahhîd şâir, yer yer düşündüren ve yer yer düşlettirendir. Ölüler diyarında canlı kalmaya çalışan ve direnerek başarandır, tevhîd ehli şâir.
(7) Muvahhîd şâir, tüketmeyi meslek bilen sineklerin arasında üretmeyi meslek edinen bal arısıdır. Her şeyin hoyratça harcandığı bir zamanda kelimelerini boşa harcamayandır, tevhîd ehli şâir.
(8) Muvahhîd şâir, fikir çilesi çekip, acısına ve derdine kelimelerle devâ arayandır. Kelimelerin doktorudur, tevhîd ehli şâir.
(9) Muvahhîd şâir, hem nefesiyle hem de kelimelerle soluyandır. Hatta şâirlik hayatında sadece kelimelerle nefes alandır, tevhîd ehli şâir.
(10) Muvahhîd şâir, en güzeli seçebilendir. Yüz binlerce kelime arasından, zevki selim ile en güzelini arayan ve bulandır, tevhîd ehli şâir.
(11) Muvahhîd şâir, mânânın eridir. Mânâ erlerinin arasında gâh gülen gâh ağlayan, gâh güldürüp ağlatan, hüznünü ve derdini, dâvâsını ve dâvetini mânâlara nakşedendir, tevhîd ehli şâir.
(12) Muvahhîd şâir, kelime küfesinde mânâyı, hissiyâtı ve mâneviyatı taşıyandır. Hamal nasıl sırtlandığını bir yerden bir yere taşıyorsa, mânâyı gönülden gönle taşıyan hamaldır, tevhîd ehli şâir.
(13) Muvahhîd şâir, esaretin düşmanı, hürriyetin tutkunudur. Eliyle gökteki kuşu gösteren değil, şiir semâsında kelimeden kanatlarla özgürce kuş gibi uçandır, tevhîd ehli şâir.
(14) Muvahhîd şâir, kelimeleri tek tek, tane tane dizerek şiire işleyendir. Boncukları dizip tespih yapanlar gibi, kelimeleri dizip şiirle sanat yapandır, tevhîd ehli şâir.
(15) Muvahhîd şâir, kelimelerle medeniyet kuran medeniyet işçisidir. İslâm medeniyetinin has evladı, göz nûrudur, tevhîd ehli şâir.
(16) Muvahhîd şâir, Şiir Ordugâhı’ndaki kelimelerin komutanıdır. Sözün gücüyle, gücün sözüne meydan okuyan, kıyâm kahramanıdır, tevhîd ehli şâir.
(17) Muvahhîd şâir, resmi tuvale nakşeden ressam gibi, kelimelerle zihinlerde ve gönüllerde tevhîd inancını resmedendir. Şiirle hizmetini ve tevhîd dâvetini satırlarla asra kazıyandır, tevhîd ehli şâir.
(18) Muvahhîd şâir, asıl gâyeyi unutan eşrefi mahlûkata vazife-i asliyeyi her fırsatta, her bir şiirde hatta her bir satırda hatırlatandır. Uyandıran dâvânın murâbıt dâvetçisidir, tevhîd ehli şâir.
(19) Muvahhîd şâir, Şiir Devleti’nin muvahhîd hakanıdır. Mensubiyetini ve mesuliyetini unutmadan, kelimelerden ordusuyla cansiperane cehd ve cihâd edendir, tevhîd ehli şâir.
(20) Muvahhîd şâir, mukaddes emâneti layıkıyla yüklenen, onu koruyup kollamayı vazife bilendir. El-Emîni rehber edinen emîn kuldur, tevhîd ehli şâir.
Minhâc Dergisi 14. Sayı | Temmuz 2025 | Hakan Emin
Bir Cevap Yaz
