Sonsuz azâmet ve kudret sahibi el-Azîm ve el-Kebîr olan Allâh’u Teâlâ’nın ismiyle… Yarattığı ve yaratacağı zerrelerin adedince O’na hamd eder, nefislerimizin şerrinden yine O’na sığınır ve her dâim O’ndan nusret ve mağfiret dileriz. Salât ve selâm; O’nun seçip şereflendirdiği Nebîmiz aleyhisselâm’ın, O’nun pak âlinin ve ashâbının üzerine olsun.
Değerli mü’minler!
Hayrın ve hakkın hizmetkârı olan Dergimiz, Rabbimizin izniyle 14. sayısına sizlerle birlikte ulaştı. Ve her zaman olduğu gibi bu sayısında da yine îmân ehli için çok önemli bir kavram olan “tevâzu” kavramını konu edindi. Bize bu imkânı bahşeden, tevâzu gibi bir kavramı bize öğreten ve öğrenilmesine vesile kılan Rabbimize hamd olsun.
Elhamdulillâhi hamden kesiran…
Mâlumdur ki bilmek, olmanın ilk adımıdır. Bilmediğimiz bir şeyden olamayız. Tevâzu ehli olmak isteyenler de öncelikle tevâzuyu bilmelidirler. Tevâzu; kibrin karşıtıdır; benliğini kırarak, alçak gönüllü olmak ve Hakk’a teslimiyet gösterip, O’nun hükmüne itirazsız, rıza göstermektir.
Tevâzu, insânları pasifleştiren, onların seviyelerini düşüren bir kavram değildir. Bilakis tevâzu, övülmüştür ve mü’minlerin vasıflarından güzel bir vasıftır. Tevâzu Rabbimizin kullarına emri ve onlardan daimi istediğidir. Rabbimiz, tevâzu ahlâkını başta örneklik yapsınlar diye rasûllerine emretmiştir. Nebîmiz aleyhisselâm şöyle buyurmuştur:
“Allâh Teâlâ, bana, ’Mütevâzı olun! Öyle ki bir kimse başka bir kimseye karşı övünmesin, yine bir kimse başka bir kimseye karşı azgınlık yapmasın.’ diye vahyetti.” [Müslim]
Bilinmelidir ki insân, tevâzuyla insân kalır. Tevâzu şeytânlaşmamaktır. Zira şeytânı şeytân yapan en büyük özelliği ise kibirdir. Tevâzu, rahmanîdir, kibirse şeytânî. Kibir, hastalıkların başıdır; onun devası ise tevâzudur. Ehli kibir, Rahmân’ın katında hastalıklı haliyle mânen küçüldükçe küçülürken, mütevâzı kullar ise büyüdükçe büyürler.
Tevâzu sahipleri Allâh’ın merhamet ettikleriyken, kibirliler ise Allâh’ın merhametinden uzaklaşanlardır. “Böbürlenip çalım satanlar, Allâh’ın ilgi ve merhametini kaybedeceklerdir.” [Buhârî, Müslim] Allâh’ın rahmetinde uzaklaşan, O’nun merhametini kaybedense ateşe girecektir. “Kalbinde zerre kadar kibir bulunan kimse cennete giremeyecektir.” [Müslim] Bundan dolayıdır ki îmân ve akıl sahipleri olarak bizler, kibirden fersah fersah uzaklaşarak tevâzu ile bir ömür sürmeliyiz. Rabbim bizleri nasip eylesin. Allâhumme amîn.
Değerli okurlarımız!
Her sayı bizleri sizlere ulaştıran bir köprüyken bu sayımız ile de gönüllerinize ve zihinlerinize hakkı ve hayrı taşımaya çalıştık. Şu fâni âlemde Rabbimizin yolunda yılmadan ve yıkılmadan, tevâzuyu kuşanıp gayret etmek bizden; yardım, başarı ve zafer ise kullarını gören ve gözeten Rabbimizdendir.
Mütevâzı kullara selâm ve duâ ile…
fî emânillâh…
Bir Cevap Yaz