Rahmân ve Rahîm olan Allâh’ın ismiyle… Biz kullarını muhâtab alarak Kur’ân-ı Kerîm’i Ramazan ayının Kadir Gecesinde indiren ve bu geceyi bin aydan daha hayırlı kılarak kullarına rahmet eden Allâh’u Teâlâ’ya yarattığı zerreler adedince hamd olsun.
Salât ve selâm ise bize Kadir Gecesinden haber veren ve bu geceyi nasıl ihyâ edeceğimizi öğreten Peygamberimiz Muhammed sallallâhu aleyhi ve sellem’in, onun âlinin, ashâbının ve tüm tevhîd ehli kulların üzerine olsun.
Kadir Gecesi, “oku” erinin indiği ve ilâhî yüce bir inkılâb ile devrin tevhîde döndüğü gecedir. Koyu karanlıklar ortasında güneş gibi doğan; şirki ve küfrü, putları ve putperestleri, tâğûtları ve yandaşlarını alaşağı ederek tevhîdi ve adâleti getiren, cinlerin ve insânların hidâyete çağrıldığı gecedir.
Bu gece, Kur’ân ve takvâ, ilim ve irfân gecesidir, mü’minler için ellerin semâya kaldırıldığı, gözyaşlarının bedenleri ıslattığı duâ ve istiğfar gecesidir.
Bu gece, selâm ve esenlik gecesidir, meleklerin yeryüzüne inip mü’minleri selâmladığı ve müjdelediği gecedir. Bu gece, mübârek ve büyük bir gecedir. Müjde ve secde gecesidir, bin aydan daha hayırlı gecedir. Hayrın, huzurun ve nûrun gecesidir.
Kulların affedildiği ve büyük mükâfatlara kavuştuğu yüce bir gecedir. Hira’dan, Bedir’e, Hendek’ten İstanbul’a tüm İslâm coğrafyalarında tâ ki kıyâmet sabahına kadar bu gece Kadir Gecesidir.
Kadir Gecesinin Tanımı:
“القدر Kadir” kelimesi lügatte “hüküm vermek” demektir. Istılâhta ise: “ليلة القدر Kadir Gecesi, Kur’ân-ı Kerîm’in kendisinde indirildiği bin aydan değerli olan mübârek gecedir.”
Kadir Gecesine bu ismin verilmesi, Allâh’u Teâlâ’nın o gecede bir yıl içerisinde olacak şeyler hakkında hüküm vermesi sebebiyledir. Bu husûsta şöyle buyurmaktadır: “Her hikmetli iş, o gecede ayrıt edilir (tespit ve tayin edilir).” [Duhân: 44/4]
İbn Abbâs radîyallâhu anh şöyle demiştir: “Bu gecede diğer yılın Kadir Gecesine kadar gerçekleşecek olan ölüm, hayat ve rızık gibi bütün dünyâ işleri belirlenip hükme bağlanır.” [Suyûtî, ed-Durru’l-Mensûr: 8/568]
Mücâhid ve Katâde rahîmehumallâh da “Kadir Gecesi” ifâdesini, “Hüküm Gecesi” olarak tefsîr etmişler ve benzer ifâdelerle şöyle demişlerdir: “Bu gecede bir sonraki Kadir Gecesine kadar bütün yılda olacak şeyler takdir edilip hükme bağlanır.” [Beyhakî, Şuabu’l-Îmân: 5/254 (3388)]
Allâh Subhânehu ve Teâlâ, bu gecede gelecek sene aynı geceye kadar kendi emrinden olan ve daha önce hükme bağladığı her şeyi; ölüm, ecel, rızık ve daha başka husûsları dilediği şekilde açıklar. Zîrâ Allâh’u Teâlâ, her şeyi; gökleri ve yeri yaratmaya başlamadan elli bin sene önce takdir etmiştir. Bu gecede, bir sene içinde olmasına ezelde hükmettiği; rızık ve yağmur, hayat ve ölüm, hastalık ve afet gibi tüm şeyleri, işleri çekip çevirmekle görevlendirdiği meleklerine teslim eder. Bunlar; İsrâfîl, Mîkâîl, Cibrîl ve Melekü’l-Mevt -hepsine selâm olsun- olmak üzere dört büyük melektir.
Zuhrî rahîmehullâh ve başkaları ise “kadir” kelimesinin mânâsının “azâmet ve yücelik” olduğunu söylemişlerdir. Allâh Subhânehu ve Teâlâ, şöyle buyurmaktadır: “Onlar, Allâh’ın kadrini gereği gibi bilemediler.” [Enâm: 6/91]
Bu gecenin Allâh katındaki değerinin büyüklüğü ve faziletinin yüksekliği sebebiyle bu geceye bu isim verilmiştir.
“Kadir” kelimesine, her iki mânâyı da vermeye bir mâni yoktur. Kadir Gecesi, çok değerli ve faziletli bir gece olup, bir sene içinde olacak olan işler, o işlerle görevli meleklere bildirilir.
Kadir Gecesinin Kur’ân ve Sünnet’teki Yeri:
Allâh Subhânehu ve Teâlâ, kendi ismiyle müsemma kılınmış müstakil bir sûrede Kadir Gecesinden bahsederek şöyle buyurmaktadır:
“Şüphesiz, biz onu (Kur’ân’ı) Kadir Gecesinde indirdik. (1) Sen, Kadir Gecesinin ne olduğunu nereden bileceksin? (2) Kadir Gecesi bin aydan daha hayırlıdır. (3) Melekler ve Ruh o gecede, Rablerinin izniyle her bir iş için iner de iner. (4) O gece, fecrin çıkışına kadar selâmdır. (5)” [Kadir Sûresi: 97/1-5]
Ebû Hureyre radîyallâhu anh’dan rivâyet edildiğine göre, Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Ramazan ayı geldi. Bu ay, Allâh’ın oruç tutmayı farz kıldığı aydır; semâ kapıları bu ayda açılır, cehennem kapıları kapanır ve şeytânların azgınları bağlanır. Bu ayda öyle bir gece vardır ki, bin aydan daha hayırlıdır. Bu gecenin hayrından mahrum kalan bin ayın hayrından mahrum kalmış gibidir.” [Nesâî, 2106]
Enes radîyallâhu anh’dan rivâyet edildiğine göre, Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Kadir Gecesinde Cibrîl kalabalık bir melek cemâati ile yeryüzüne iner. Ayakta olsun oturarak olsun Allâh Azze ve Celle’yi zikreden her bir kula duâ ederler.” [Şuabu’l-Îmân, 3444]
Ebû Hureyre radîyallâhu anh’dan rivâyet edildiğine göre, Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Kim, inanarak ve sevâbını Allâh’tan bekleyerek Kadir Gecesini ihyâ ederse geçmiş günahları bağışlanır.” [Buhârî, 1901]
Âişe radîyallâhu anh’dan rivâyet edildiğine göre, o şöyle demiştir: “Ben: ‘Ey Allâh’ın Rasûlü! Kadir Gecesinin hangi gece olduğunu bilirsem hangi duâyı okumamı tavsiye edersin?’ dedim. Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem: ‘Allâh’ım sen affedicisin, ikrâm sâhibisin affetmeyi seversin, beni de affet’ (duâsını oku) buyurdu.” [Tirmizî, 3516]
Kadir Gecesinin Özellikleri ve Önemi:
Kadir Gecesinin özellikleri ve önemi beş maddede toparlanır. Bunlar:
1. Kur’ân-ı Kerîm, Kadir Gecesinde indirilmiştir. Allâh Subhânehu ve Teâlâ: “Şüphesiz, biz onu (Kur’ân’ı) Kadir Gecesinde indirdik” [Kadir: 97/1] buyurarak Kur’ân-ı Kerîm’i, Kadir Gecesinde indirdiğini beyân etmiştir. İşte bu özellik, Kadir Gecesinin ne kadar değerli ve önemli bir gece olduğunu ifâde etmek için yeterlidir.
Allâh’u Teâlâ, âyette “Kur’ân” kelimesini zikretmeden ona râci bir zamirle ifâde etmiş ki bu, Kur’ân’ın çok yüce ve açıkça zikredilmeye ihtiyaç duyulmayacak derecede zihinlerde bilinen bir kitâb olduğuna Allâh’u Teâlâ tarafından bir şehâdettir. Ayrıca Rabbimiz, Kur’ân’ı indirme işini, kendisine nisbet etmiş ve bu işi, başkasına değil, sadece kendisine tahsis etmiştir. Bu da yine, Kur’ân’ın değerine ve yüceliğine delâlet etmektedir.
Kur’ân-ı Kerîm, Levh-i Mahfûz’dan Kadir Gecesinde tek seferde dünyâ semâsına indirilmiştir. Daha sonra yirmi üç yılda parça-parça Cibrîl aleyhisselâm aracılığı ile Nebî sallallâhu aleyhi ve sellem’e vahyedilmiştir. İbn Abbâs radîyallâhu anh şöyle demiştir: “Kur’ân, Kadir Gecesinde toplu olarak Zikir’den (Levh-i Mahfûz’dan) indirilip dünyâ semâsında olan Beytü’l-İzze’ye konuldu. Cibrîl de oradan, kulların sorularına ve yaptıklarına göre parça-parça Muhammed sallallâhu aleyhi ve sellem’e indirmiştir.” [Suyûtî, ed-Durru’l-Mensûr: 8/567]
Kur’ân-ı Kerîm’in kullara parça parça yirmi üç seneye yayılarak indirilmesi, Rabbimizin bu ümmete rahmetini göstermektedir. Zîrâ Kur’ân-ı Kerîm, tüm hüküm ve kurallarıyla tek seferde indirilmiş olsaydı, onu anlamak ve yaşamak, ezberlemek ve hayata tüm yönleriyle tatbik etmek nüzulü zamanında yaşayan insânlara zor gelebilirdi. Kullarına çokça rahmet eden Rabbimize hamdolsun.
2. Kadir Gecesinde melekler ve Rûh dünyâ semâsına iner. Melekler ve Rûh, Kadir Gecesinde Rabbimizin izniyle dîn ve dünyâ ile ilgili yerine getirilecek her bir iş için inerler. Bu, Kadir Gecesinin öneminin ve üstünlüğünün anlatıldığı ikinci yöndür. Allâh Subhânehu ve Teâlâ, şöyle buyurmaktadır: “Melekler ve Ruh o gecede, Rablerinin izniyle her bir iş için iner de iner.” [Kadir: 97/4]
İbnu’l-Cevzî rahîmehullâh, şöyle demiştir: “Müfessirler şöyle demişlerdir: Melekler, Allâh’ın o seneden gelecek seneye kadar takdir ettiği her şey ile inerler.” [Zâdu’l-Mesîr: 4/473]
Melekler Rabbimizin izni olmadıkça hiçbir iş yapmazlar; yapamazlar. Onlar da diğer tüm mahlukat gibi Rabbimize muhtaç ve bağımlıdırlar. Ona isyan etmezler, günah işlemezler, bir an olsun emrettikleri şeyden gâfil olmazlar. Her dâim ne ile emrolundular ise onu yerine getirirler. Onlar her halleriyle Rabbimizin itaatkâr kullarıdır.
Ruh’tan kasıt, müfessirlerin çoğunluğunun tercih ettiği râcih olan görüşe göre, Cibrîl aleyhisselâm’dır. [İbnu’l-Cevzî, Zâdu’l-Mesîr: 4/473] Dahhâk rahîmehullâh, şöyle demiştir: “Buradaki Rûh’tan kast Cibrîl’dir. Bu gece fecr çıkıp sabah oluncaya kadar hiçbir yıldızın kaymasına izin verilmez.” [Suyûtî, ed-Durru’l-Mensûr: 8/569]
Cibrîl aleyhisselâm ve melekler, Kadir Gecesinde her bir semâdan fecr vaktine kadar inerler. Mü’minlere selâm verirler ve onların duâlarına âmîn derler. Enes radîyallâhu anh’dan rivâyet edildiğine göre, Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Kadir Gecesinde Cibrîl kalabalık bir melek cemâati ile yeryüzüne iner. Ayakta olsun oturarak olsun Allâh Azze ve Celle’yi zikreden her bir kula duâ ederler.” [Şuabu’l-Îmân, 3444]
3. Kadir Gecesi mübârek ve selâmdır. Kadir Gecesi, mübârek bir gecedir ve sabah fecr-i sâdık çıkıncaya kadar selâmdır. Bu, Kadir Gecesinin öneminin ve üstünlüğünün anlatıldığı üçüncü yöndür. Allâh’u Teâlâ, şöyle buyurmaktadır:
“Şüphesiz biz onu (Kur’ân’ı) mübârek bir gecede indirdik.” [Duhân: 44/3]
“O gece, fecrin çıkışına kadar selâmdır.” [Kadir: 97/5]
Kur’ân’ın nüzulü ve meleklerin bulunması ile hayırla dolu bu gecede, selâmet, güven, hayır ve bereketten başka bir şey yoktur. Hayır ve bereketin inmesi, meleklerin grup-grup rahmetle inmeleri güneşin batımından fecre kadar sürer. Katade rahîmehullâh, âyet-i kerîme hakkında şöyle demiştir: “Bu gece, fecr çıkıncaya kadar tümüyle bereket ve hayırlara vesîledir.” [Suyûtî, ed-Durru’l-Mensûr: 8/568]
Kurtubî rahîmehullâh ise şöyle demiştir: “Kadir Gecesi bütünüyle bir selâmdır (kötülüklerden uzaktır). Bir esenlik bir hayırdır. Onda şer diye bir şey yoktur.” [el-Câmiu li Ahkâm: 20/134]
Kadir Gecesinde melekler ibâdet eden Müslümanlara selâm verirler. Hasan-ı Basrî rahîmehullâh, şöyle demiştir: “Kadir Gecesinde akşam namazından başlamak üzere şafak sökene kadar melekler kanat çırparak Allâh’ın selâm ile rahmetini kullara ulaştırırlar.” [ed-Durru’l-Mensûr: 8/570]
Şeytânlar ise Kadir Gecesinde, Müslümanlara hiçbir zarar veremezler. O gece, tam bir esenlik ve hayır gecesidir. Mücâhid rahîmehullâh, şöyle demiştir: “Bu gece esenliktir, zîrâ sabaha kadar şeytân ne bir kötülük yapabilir ne de birilerine eziyet edebilir.” [ed-Durru’l-Mensûr: 8/570]
Kadir Gecesi Müslümanlara zarar veren şeytânlar ve cinler bağlandığı gibi, gök kapıları açılır. Rabbimiz tevbe edenlerin tevbeleri kabul eder ve onları bağışlar. İbn Abbâs radîyallâhu anh şöyle demiştir: “Kadir Gecesinde azgın şeytânlar bağlanır, cinlerin ifritleri zincirlere vurulur. Göklerin tüm kapıları açılır ve Allâh’u Teâlâ herkesin tevbesini kabul eder. Bundan dolayı Allâh’u Teâlâ: ‘O gece, fecrin çıkışına kadar selâmdır’ buyurmuştur. Bu da güneşin batışından fecrin çıkışına kadar olan vakitte olur.” [ed-Durru’l-Mensûr: 8/570]
4. Kadir Gecesi bin aydan daha hayırlıdır. Kadir Gecesi, içinde Kadir Gecesi olmayan bin aydan daha hayırlıdır, fazileti itibariyle bin aya denktir. Bu, Kadir Gecesinin öneminin ve üstünlüğünün anlatıldığı dördüncü yöndür. Allâh Subhânehu ve Teâlâ, şöyle buyurmaktadır: “Kadir Gecesi bin aydan daha hayırlıdır.” [Kadir: 97/3]
Zamanın kıymeti, o zaman içinde çok kıymetli ve pek faziletli olayların meydana gelmesi sebebi iledir. Bu gecede benzeri bin ayda bulunmayan pek çok hayır paylaştırılır. Katâde rahîmehullâh, şöyle demiştir: “Kadir Gecesi, içinde böylesi bir gece bulunmayan bin aydan daha hayırlıdır.” [ed-Durru’l-Mensûr: 8/568]
Ebu’l-Âliye rahîmehullâh, şöyle demiştir: “Kadir Gecesi, kendisinde Kadir Gecesi bulunmayan bin aydan daha hayırlıdır.” [el-Câmiu li Ahkâm: 20/131]
Kadir Gecesi, kendisinde Kadir Gecesi bulunmayan bin aydan daha hayırlı olunca, onda yapılan bir amel de Kadir Gecesi dışında yapılan bin aydaki amelden daha hayırlıdır. Nitekim bu âyetin nüzul sebebi hakkında Mücâhid rahîmehullâh, şöyle demiştir: “Nebî sallallâhu aleyhi ve sellem İsrâil oğullarından Allâh yolunda bin ay boyunca cihâd eden bir adamdan bahsetti. -Bu adam gündüzleri akşama kadar cihâd ediyordu, geceleri de sabaha kadar ibâdet ediyordu.- Müslümanlar bu adamın durumuna hayran kalınca Allâh’u Teâlâ bu âyetlerini indirdi ve bu gece yapılan amellerin söz konusu adamın bin ayda yaptığı cihâddan daha hayırlı olacağını bildirdi.” [ed-Durru’l-Mensûr: 8/568]
Enes radîyallâhu anh, şöyle demiştir: “Kadir Gecesinde yapılan amel, verilen sadaka, kılınan namaz ve ödenen zekât, bin aylık amelden daha hayırlıdır.” [ed-Durru’l-Mensûr: 8/568]
Beğâvî rahîmehullâh, şöyle demiştir: “Allâh’u Teâlâ’nın: ‘Kadir Gecesi bin aydan daha hayırlıdır’ âyetinin mânâsı hakkında müfessirler şöyle dediler: Kadir Gecesinde yapılan güzel bir amel, içinde Kadir Gecesi bulunmayan bin ayın amelinden daha hayırlıdır.” [Meâlimu’t-Tenzîl: 5/288]
Allâh Subhânehu ve Teâlâ, güç ve takati zayıf olan bu ümmete, böyle bir gece ile büyük bir lütufta bulunmuştur. Bu, Rabbimizin biz kullarına karşı ne kadar merhametli olduğunu göstermektedir. Bu gecede gerçekleşecek bir amel, bin aylık bir gecedeki amelden daha üstün ve değerlidir. Bu ise yaklaşık seksen üç küsur sene gibi uzun bir ömür yaşayan bir insânın ömrüdür. Kurtubî rahîmehullâh, şöyle demiştir: “Mâlik, Muvatta’da İbnu’l-Kâsım ve başkalarından gelen rivâyet yoluyla şöyle demektedir: Kendisine güvendiğim kişileri şöyle derken dinledim: Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem’e kendisinden önceki ümmetlerin ömürleri gösterildi. Uzun ömürleri boyunca başkalarının eriştiklerinin benzerine amel itibariyle ulaşamayacakları düşüncesiyle ümmetinin ömürlerini kısa bulur gibi oldu. Allâh’u Teâlâ da ona, Kadir Gecesini verdi ve onu bin aydan daha hayırlı kıldı. [el-Câmiu li Ahkâm: 20/132-133]
Denildiğine göre, geçmiş dönemde âbid kişiye, Allâh’a bin ay yani seksen üç yıl, dört ay süreyle ibâdet etmediği sürece âbid denilmezdi. Allâh’u Teâlâ, Muhammed sallallâhu aleyhi ve sellem ümmetine bir gece ibâdet etmeyi, geçmiş kavimlerin ibâdetlerle geçirdikleri bin aydan daha hayırlı kılmıştır.” [el-Câmiu li Ahkâm: 20/131]
5. Kadir Gecesi bağışlanmaya vesîledir. Kadir Gecesi, kendisinde Kur’ân’ın indirilmesi, meleklerin ve Rûh’un dünyâ semâsına inmesi, sabahına kadar selâm olması ve bin aydan daha faziletli sayılması nedeniyle ihyâ edilmesi gerekli olan gecelerin en başında gelir. Bu geceyi ihlâs ile ihyâ eden kulları Allâh Subhânehu ve Teâlâ bağışlar ve onlara büyük mükâfatlar ihsân eder. Ebû Hureyre radîyallâhu anh’dan rivâyet edildiğine göre, Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
“Kim, inanarak ve sevâbını Allâh’tan bekleyerek Kadir Gecesini ihyâ ederse geçmiş günahları bağışlanır.” [Buhârî, 1901]
Ka’bu’l-Ahbâr rahîmehullâh, şöyle demiştir: “Okuduğumuz kitâblarda yazılanlara göre Kadir Gecesi, kişinin günahlarını döküp yok eder.” [ed-Durru’l-Mensûr: 8/583]
Bu itibarla bağışlanmak isteyenler bu geceden gâfil olmamalı, bu geceyi ihyâ etmeli ve çokça af dileyip bağışlanma istemelidirler. Âişe radîyallâhu anhâ, Nebî sallallâhu aleyhi ve sellem’e: “Kadir Gecesine ulaşırsam ne söyleyeyim?” diye sorduğunda Nebî sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Allâh’ım şüphesiz ki sen af edicisin, affı seversin, beni de affet.” [Tirmizî, 3513]
Kadir Gecesi Hakkında Bazı Meseleler:
Kadir Gecesi hakkında öncelikli olarak bilinmesi gerekli olan dört mesele vardır.
1. Kadir Gecesinin gizli tutulmasının hikmeti nedir?
Allâh Subhânehu ve Teâlâ, birçok şeyi gizli tuttuğu gibi Kadir Gecesinin hangi gece olduğunu da kullarından gizlemiştir. Rabbimiz, kulları bütün taatlara yönelsinler diye rızâsını taatlarda; günah sayılabilecek bütün şeylerden sakınsınlar diye gazabını masiyetlerde; Müslümanlara güzel muamelede bulunup iyi gözle baksınlar diye velîlerini insânlar arasında; bütün duâlarla münacatta bulunsunlar diye kabul ve icâbetini, duâlarda gizlemiştir.
Yine her mükellef sakınsın diye ölüm vaktini gizli bıraktığı gibi Ramazan’ın tüm gecelerini tazim etsinler, ibâdetlerle ihyâ etsinler diye de bu geceyi saklı tutmuştur. Sonsuz hikmeti ve rahmet ile hükmeden Rabbimize hamdolsun. İbn Kesîr rahîmehullâh, şöyle demiştir: “Kadir Gecesinin vakti belli olmayınca, onu arayanlar yakalamak için çok çalışırlar. O zaman daha çok ibâdet yapmış olurlar. Ama tam olarak bilinirse, o zaman sadece o gece ibâdet etmek için gayret gösterirler. Hikmet ise kapalı olmasını gerektirmiştir ki onu arayanlar bütün ay boyunca ibâdet etsinler. O zaman son on günde daha çok çalışırlar. Bu sebeble Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem Ramazan’ın son on gününde i’tikâfa girerdi. Ömrü sona erinceye kadar buna devam etti.” [Tefsîru Kurâni’l-Azîm: 8/433]
2. Kadir Gecesi hangi gecedir?
Kadir Gecesinin hangi gece olduğu noktasında ihtilaf edilmiştir. İbn Hacer rahîmehullâh, bu görüşlerin sayısını kırk altı olarak tespit etmiştir. Bazı âlimler, Kadir Gecesinin sene içinde herhangi bir gün olabileceğini söylerken, bazıları da Kadir Gecesinin Ramazan ayı içinde olduğunu söylemişlerdir. Yine bazı âlimler her sene belirli bir gece olduğunu söylerken, bazıları da sene içinde gezdiğini söylemişlerdir. Bunların tafsilatı ve dayandıkları delîllere girmek sözü bir hayli uzatır ve bizim buradaki maksadımızı aşar.
Âlimlerin çoğunluğuna göre, Kadir Gecesi, Ramazan ayı içindedir. Allâh Subhânehu ve Teâlâ, şöyle buyurmaktadır: “O Ramazan ayı ki Kur’ân onda indirilmiştir.” [Bakara: 2/185]
“Şüphesiz, biz onu (Kur’ân’ı) Kadir Gecesinde indirdik.” [Kadir: 97/1]
Kadir Gecesinin Ramazan ayının içinde olduğu görüşünde olan âlimler de hangi gün olduğu husûsunda ihtilaf etmişlerdir. Ramazan’ın ilk gecesi, on yedinci, yirmi birinci, yirmi üçüncü, yirmi dördüncü, yirmi beşinci, yirmi yedinci ve yirmi dokuzuncu gecesi olmak üzere sekiz görüşe ayrılmışlardır. Bu görüşlerden tercihe şâyan olan görüş; Kadir Gecesinin Ramazan ayının son on günde tekli gecelerde olmasıdır. Annelerimizden Âişe radîyallâhu anhâ’dan rivâyet edildiğine göre, Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Kadir Gecesini Ramazan’ın son on gününde tekli gecelerde arayın.” [Buhârî, 2017]
İbn Abbâs radîyallâhu anh şöyle demiştir: “Ömer b. Hattâb radîyallâhu anh, Muhammed sallallâhu aleyhi ve sellem’in ashâbını çağırdı ve onlara Kadir Gecesini sordu. Onlar da son on gecelerde olduğunda icmâ ettiler.” [İbn Kesîr, Tefsîru Kurâni’l-Azîm: 8/431]
Mâverdî rahîmehullâh, şöyle demiştir: “Kadir Gecesinin hangi gece olduğu husûsunda ihtilaf edilmiştir. Ama âlimler Kadir Gecesinin Ramazan’ın son on gününde olduğu ve bu son on kısmında bulunacağı husûsunda ittifak etmiştir.” [en-Nuketu ve’l-Uyûn: 6/312]
Sünnet ve ümmetin ittifakı, Kadir Gecesinin son on günde olduğu konusunda bu şekilde açık olduktan sonra, onu arayanlar son on günde tekli gecelerde aramalıdırlar. Bu geceleri ganimet bilip, Allâh Subhânehu ve Teâlâ’ya çokça ibâdet etmelidirler. Âişe radîyallâhu anhâ şöyle demiştir:
“Ramazan ayının son on gecesi girdiği zaman, Nebî sallallâhu aleyhi ve sellem örtüsünü bağlar ve gecesini ihyâ ederdi. Âilesini de uyandırırdı.” [Meâlimu’t-Tenzîl: 5/284]
Yine şöyle demiştir: “Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem Ramazan’ın son on gününde yaptığı yoğun ibâdeti, başka günlerde yapmazdı.” [Müslim, 1175]
Kadir Gecesi, Ramazan ayının son on gününde, yirmi birinci, yirmi üçüncü, yirmi beşinci, yirmi yedinci ya da yirmi dokuzuncu gecededir. Bu günlerden her biri hakkında ilim ehlinden kaviller gelmiştir. Ancak bunlardan yirmi yedinci gecesinde olduğu görüşü, diğer görüşlere daha ağır basmaktadır. İbn Ömer radîyallâhu anh’dan rivâyet edildiğine göre, Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Her kim Kadir Gecesini araştıracak olursa, onu yirmi yedinci gecede araştırsın.” [Taberânî, el-Kebîr: 13660; Beyhâkî, el-Kubrâ: 8623]
Tirmizî rahîmehullâh, şöyle demiştir: “Übey b. Ka’b, Kadir Gecesinin yirmi yedinci gece olduğuna dâir yemin eder ve şöyle derdi: Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem Kadir Gecesinin alâmetlerini bize bildirdi bizde saydık ve öğrendik.” [Tirmizî, Sünen: 3/149 (792)]
İbn Kesîr rahîmehullâh, İbn Abbâs radîyallâhu anh’dan şöyle nakleder: “Ben, Ömer’e: ‘Kadir Gecesinin hangi gece olduğunu biliyorum’ dedim. O: ‘Hangi gece’ dedi?’ Ben: ‘Yirmi yedinci gece’ dedim. Ömer: ‘Nereden biliyorsun’ dedi. Ben de şöyle dedim: ‘Allâh yedi yer, yedi gök, yedi gün yarattı. Ay yedi üzerine döner. İnsân yedi şeyden yaratıldı. Yedi şey yer ve yedi âzâ üzerine secde eder. Beyt’i tavaf yedidir. Şeytâna yedi taş atılır.’ Daha birçok şeyler saydı. Ömer de: ‘Sen bizim fark edemediğimiz şeyleri fark etmişsin’ dedi.” [Tefsîru Kurâni’l-Azîm: 8/431]
Sahâbilerden Alî b. Ebî Tâlib, İbn Abbâs, Âişe ve Muâviye radîyallâhu anhum da bu görüştedir. İmâm Ahmed de bu görüşü tercih etmiştir. [İbnu’l-Cevzî, Zâdu’l-Mesîr: 4/472]
3. Kadir Gecesinin alâmetleri nelerdir?
Bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesinin bazı rivâyetlerde bildirilmiş olan birtakım alâmetleri vardır. Tertemiz ve pırıl-pırıl ne sıcak ve ne de soğuk bir gece olması bunlardandır. Yine bu gecede sabaha kadar yıldız kaymaz. Gecenin sabahında ise güneş, pürüzsüz ve net bir şekilde şuâsız olarak doğar. [Beğavî, Meâlimu’t-Tenzîl: 5/288; Suyûtî, ed-Durru’l-Mensûr: 8/571]
Kullarına rahmeti ile bu gecenin alâmetlerinden haberdar eden Allâh’a hamdolsun. İbn Mesûd radîyallâhu anh, şöyle demiştir: “Kadir Gecesinin sabahında güneş, beyaz ve şuâsız bir şekilde doğar. Ben de göğe bakıp güneşi bildirildiği şekilde görünce tekbîr getirdim.” [Suyûtî, ed-Durru’l-Mensûr: 8/571]
4. Kadir Gecesinde yapılacak ameller nelerdir?
Kur’ân’da ve Sünnet’te Kadir Gecesinde yapılacak özel bir ibâdetten bahsedilmemektedir. Aslolan bu mübarek geceyi ihlâslı bir şekilde çokça ibâdet ederek ihyâ etmektir. Ebû Hureyre radîyallâhu anh’dan rivâyet edildiğine göre, Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
“Kim, inanarak ve sevâbını Allâh’tan bekleyerek Kadir Gecesini ihyâ ederse geçmiş günahları bağışlanır.” [Buhârî, 1901]
Âişe radîyallâhu anh’dan rivâyet edildiğine göre, o şöyle demiştir: “Ben: ‘Ey Allâh’ın Rasûlü! Kadir Gecesinin hangi gece olduğunu bilirsem hangi duâyı okumamı tavsiye edersin?’ dedim. Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem: ‘Allâh’ım sen affedicisin, ikrâm sâhibisin affetmeyi seversin beni de affet’ buyurdu.” [Tirmizî, 3516]
Kadir Gecesinin ihyâsı için terâvîh namazı kılmak, Kur’ân okumak, duâ etmek ve Allâh’ı zikretmek tavsiye edilen amellerdendir. İbn Receb rahîmehullâh, şöyle demiştir: “Sufyân-ı Sevrî şöyle dedi: ‘Bu gecede duâ etmek bana namaz kılmaktan daha sevimlidir. Şâyet Kur’ân okur, Allâh’a ısrarla duâ eder ve ondan talebte bulunursa umulur ki duâsı kabul olunur.’ Sufyân-ı Sevrî, şunu kastetmektedir: Çok duâ etmek, içinde duâ yapılmayan namazdan daha faziletlidir. Bir kimse hem Kur’ân okur hem duâ ederse bu daha faziletli olur.
Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem Ramazan gecelerinde teheccüde kalkar ve tertil üzere Kur’ân okurdu. Rahmet âyeti geçtiğinde onu Allâh’tan taleb eder, azâb âyeti geçtiğinde ise ondan Allâh’a sığınırdı. Namazı, Kur’ân okumayı, duâyı ve tefekkürü hep bir arada yapardı. İşte son on günde ve diğer günlerde yapılacak amellerin en faziletlisi ve en mükemmeli budur.” [Letâifu’l-Meârif: 367]
Kadir Gecesinin Müslümanlara Etkisi:
Kadir Gecesinin Müslümanlara birçok olumlu etkileri ve sağladığı faydalar vardır. Bunları kısaca altı maddede toparlayabiliriz.
1. Allâh Subhânehu ve Teâlâ’ya yakınlaşmaya ve O’nun sevgisini kazanmaya vesîle olur. Mü’minler bu geceyi idrâk edebilmek için özellikle Ramazan’ın son on gününde çokça ibâdete, tevbe ve istiğfara yönelirler ve böylece Allâh’u Teâlâ’nın hoşnutluğunu kazanırlar ya da bunu kazanma yolunda büyük bir merhale katetmiş olurlar.
2. Tevbe etmeye ve bağışlanmaya vesîle olur. Allâh’u Teâlâ, bu gece edilen tevbeleri kabul edeceğini ve tevbe edenleri bağışlayacağını bildirmiştir. İbn Abbâs radîyallâhu anh, şöyle demiştir: “Kadir Gecesinde cinlerin azgınları zincire vurulur. Kötü cinler bağlanır. Semânın kapılarının hepsi açılır. Allâh, her tevbe edenin tevbesini kabul eder.” [İbn Receb, Letâifu’l Meârif: 337]
İbn Receb rahîmehullâh ise şöyle demiştir: “Ramazan ayı Allâh’u Teâlâ’nın kullarına rahmet ve mağfiret ettiği ve onları ateşten âzâd ettiği aydır. Özellikle de Kadir Gecesi.” [Letâifu’l-Meârif: 311]
3. İbâdete yönelmeye ve bolca sevâb elde etmeye vesîle olur. Bin aydan daha hayırlı olan bu gecede yapılan ibâdetler, içinde Kadir Gecesi olmayan bin aydaki ibâdetlerden daha hayırlıdır. Bunu bilen mü’minler, Ramazan’ın son on gecesinde olan Kadir Gecesini ihyâ edebilmek için son on günde daha çok ibâdete yönelirler, birçokları bunun için i’tikâfa girerek dünyevî meşgalelerden uzaklaşırlar.
4. Nefsi terbiye etmeye yardımcı olur. Kadir Gecesini mü’minler, ibâdetler ve yakarışlarla ihyâ ederek nefislerinin yükünden arınmaya ve onu terbiye etmeye çalışırlar. Her ne kadar bu gece, bir gece de olsa, bin aya bedeldir, bin ayda kazanılamayan ecirler ve arınma, terbiye ve ıslâh bu gecede elde edilebilir.
5. Allâh’u Teâlâ’nın kullarına karşı rahmetini idrâk etmeye vesîle olur. Allâh’u Teâlâ, Kadir Gecesini bin aydan daha değerli kılarak Muhammed aleyhisselâm’ın ümmetine büyük bir nimet bahşetmiş ve onlara rahmetini göstermiştir. Bu geceyi, seksen üç yıl dört aylık bir ömre bedel kılarak onların az bir çalışma ile çok kazanım elde etmelerini dilemiştir.
6. Kur’ân-ı Kerîm ile bağların tazelenmesine ve ona karşı teveccühün artmasına vesîle olur. Kur’ân-ı Kerîm, Kadir Gecesinde indirilmiştir ve bu geceyi ihyâ etmek isteyen mü’minler, bu bilinç ile Kur’ân’ı okurlar, sanki yeni nâzil oluyormuş gibi bundan haz alırlar. Mânâlarını ve hükümlerini tefekkür ederler.
Kadir Gecesinin Ramazan ile Bağı:
Ayların en hayırlısı Ramazan ayıdır, Ramazan’ın zirvesi ise Kur’ân’ın kendisinde indirildiği Kadir Gecesidir. Kadir Gecesi, tan yeri ağarıncaya dek selâm gecesidir.
Mübârek olan Ramazan ayının en mübârek gecesidir. Ramazan gecelerinin en değerli mücevheridir. Kadir Gecesi, Ramazan ayının son on günü içinde yer alır. Bunun hikmeti ise Müslümanların bu mübârek ayın son kısmında daha fazla ibâdet ve duâ etmeleri, mânevî olarak arınmaları için çok gayret etmeleridir. Zîrâ ömür, sayılı günlerdir. Sayılı günlerde sayılı olan Ramazan ayının son on günü, ganimet günleridir.
Söz Sonu:
Kadir Gecesi, Ramazan ayının en önemli ve en değerli gecesidir. Nebî sallallâhu aleyhi ve sellem, bu geceyi ibâdetle geçirebilmek için Ramazan ayının son on günü i’tikâfa girer ve Allâh’ın dilediği kadar çokça ibâdet ederdi. Sahâbîler, onlardan sonraki hayırlı nesiller ve sâlih kimseler hep bu şekilde amel etmişlerdir.
Nebî sallallâhu aleyhi ve sellem’in bu sünnetine ittibâ ederek Ramazan ayının gecelerini ihyâ etmek ve Kadir Gecesini ibâdetlerle geçirmek Müslümanlar için bulunmaz hazinelerden daha kıymetlidir.
Kadir Gecesi, bin aydan daha hayırlıdır; onda yapılacak bir amel, bin ayda yapılacak bir amelden daha hayırlıdır. Öyleyse Ramazan ayının gecelerini ihyâ etmekten, özellikle de Kadir Gecesini ibâdetlerle; duâ ve yakarışlarla, tevbe ve istiğfarlarla, namaz ve tefekkürlerle, Kur’ân ve zikirlerle ihyâ etmekten hiçbir Müslüman kendini mahrum bırakmamalıdır.
Ey yerin ve göğün, ikisi arasındakilerin ve içindekilerin Rabbi! Sana inandık ve seni tevhîd ettik. Sen, bir ve teksin. Senden başka hak ilâh yoktur. Sen, Evvel ve Âhir’sin. Sen, Zâhir ve Bâtın’sın. Sen, yüce zâtını övdüğün gibisin. Sen, bizim Rabbimiz ve mevlâmızsın. Şüphesiz ki sen, çokça affedensin, affetmeyi seversin. Biz âciz kullarını da affet! Bağışla ve cennetlerinde ağırla!
Allâhumme âmîn.
Minhâc Dergisi 1. Özel Sayı | Mart 2024 | Kaan Salih