En güzel isimlerin sahibinin yüce ismiyle…
Yazık sana ey insân!
Sen ki, çamurdan yaratılan varlık…Yoktun, O var etti seni.
Sen ki, varlık amacı O’na kulluk olan kul…
Sen ki, ölüp O’na dönecek ve hesâb verecek olan mükellef…
Sen ki, dünyaya aldandığında, ahirette malı ve evlatları fayda vermeyecek olan ziyankâr…
Ne gelmen elinde ne de gitmen…
Öyleyse bu tafran kime ey insân?
Kime karşı büyüklenmektesin ki sen?
Neyin var ki, neyine güvenip Rabbine karşı kibirlenmektesin? Ne bu dünya senin ne de ahiret… Sen ancak ölümlü bir fakirsin, bu halinle neyin peşindesin?
Yazık sana ey insân! Rabbine karşı seni aldatan nedir? Nedendir, ilâhî buyruklara karşı şeytânca bu tavrın?
Neden teslim olmuyorsun seni Yaratana? Neden “işittik ve isyan ettik!” diyorsun O’na?
Neden O hak kitâbını göndermişken, kitâbın karşısına bâtıl kitâbınla çıkıyorsun?
Neden inandığını iddia ettiğin kitâbı raf kitâbı yapıyorsun?
Neden kitâbın hükümlerine itaat etmeyip, isyan ediyorsun?
Neden hükümlerinin yerine yeni hükümler getiriyorsun ey insân?
Söyle neden?
Kime özeniyorsun sen? Atan Âdem aleyhisselâm’ın ve zürriyetinin düşmanı şeytâna mı? Yoksa sen de onun ardında insân şeytânı mı olmaya çalışıyorsun? Sen de Allâh’ın kullarına her yönden saldırıp, ekini ve nesli ifsat etmeye mi çalışıyorsun ey insân? Gayen nedir senin? Sen kulluğunu kime yapıyorsun?
“Ey Âdemoğulları! Size “şeytâna tapmayın o sizin için apaçık bir düşmandır. Bana kulluk edin, dosdoğru yol budur” dememiş miydim?” [Yâsîn :36/60-61] buyuran Rabbinin sözünü ne kadar yerine getiriyorsun? Yoksa sen de bir ins şeytânı olarak Allâh’ın kullarını kendine mi taptırıyorsun? Acep sen ne yaptığını idrak ediyor musun ey insân?
Nefsini mi ilâh edindin? Yoksa ilâhlığa başka nefisleri mi seçtin? Sonra bir de utanmadan dilinle; “Allâh’tan başka ilâh yoktur” dedin. “Rabbim Allâh’tır” deyip, sonra da kendine başka rabler mi edindin? Acep sen ne yaptığını hiç tefekkür ettin mi ey insân?
Haramı helal, helali haram yapanları dinledin. Allâh’ın yasaklarını serbest, serbestlerini yasak edenleri kendine önder edindin. Bu halinle sen ne yaptığını fark ettin mi ey insân? Haddine miydi senin hükümler çıkarmak?
Yoksa El-Hâkim olan yüce Zâtı mı beğenmedin?
‘İçki serbest!’
‘Kumar serbest!’
‘Zina serbest!’
…dedin…dedin…dedin…
Acep sen bu serbestiyeti hangi dînden getirdin?
Yoksa nefsine hoş gelen yeni bir dîn mi edindin ey insân?
Allâh’ın rasulü, putları kırmışken, sen kendine yeni putlar yaptın. Bununla da kalmadı, putperestliği her yanda anlattın, bir de sıkılmadan put kıran Nebîye îmân ettiğini etrafa yaydın.
Îmân ettiğin Nebî’nin dînine ihanet etmeyi görev bildin, bir de utanmadan onu sevdiğinden bahsettin. Sen bu halinle kimi kandırma peşindesin, nankör ey insân?
Elbet hesâb günü gelecek, mülkün sahibi hesabını görecek. Sen, O’nu unuttun. Mülkü sahiplenmeye çalıştın. Bununla da kalmadı aciz aklından nizamlar kurup, hesâb görmeye bile kalktın.
Yanıldın, yanılttın ey insân!
‘Materyalizm’ dedin, yanılıp, yanılttın.
‘Kapitalizm’ dedin, yanılıp, yanılttın.
‘Komünizm’ dedin, yanılıp, yanılttın.
‘Laisizm’ dedin, yanılıp, yanılttın.
‘Kemalizm’ dedin, yanılıp, yanılttın.
…dedin… dedin……dedin…
Hep yanılıp, yanılttın ey insân!
İlâhî kitâba dönmedikçe, kendini Rabbine teslim etmedikçe yanılıp, yanıltmaların hiç bitmeyecek senin.
Yazık sana ey insân!
Rabbine teslim olma zamanın hâlâ gelmedi mi senin?
Minhâc Dergisi 7. Sayı | Ekim 2023 | Urve Tahir