«
  1. Anasayfa
  2. 5. SAYI / NİSAN 2023
  3. Taharet

Taharet

ÜZEYİR

Giriş:

Rahman ve Rahim olan Allâh’ın ismiyle… Kullarına tahareti emreden Allâh’a hamd olsun. Ümmetine temiz ve tahur olmanın önemini öğreten Rasulullâh’a salât ve selâm olsun. Allâh’u Teâlâ’nın yol gösterici olarak indirdiği Kitâb’ından ve Kitâb’ı açıklayan Rasûlün Sünnetinden fıkhın hükümlerini çıkaran müçtehitlerimize ve dînini fıkhın esaslarına göre yaşayan Müslümanlara da selâm olsun.

Kur’ân ve Sünnet taharetin faziletini ve üstünlüğünü ortaya koymuştur. Kur’ân’da Allâh’u Teâlâ şöyle buyurmaktadır: “Şüphesiz ki Allâh çok tövbe edenleri de sever, çok temizlenenleri de sever.” [Bakara: 2/222] Ve Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Temizlik imânın yarısıdır.” [Müslim: 223]

Bu makalemizde taharet ve necasetin hükümlerinden bahsedeceğiz. İlk bölümde İslâm’ın taharete verdiği önemden ve hangi sularla taharet yapılabileceğinden bahsedeceğiz. İkinci kısımda ise necasetlerden, bunların çeşitlerinden ve nasıl temizlenileceklerinden bahsedeceğiz. Ya Rabbi! Bizleri çokça temizlenenlerden eyle. Bedenlerimizi ve elbiselerimizi maddî necasetlerden temizlediğimiz gibi amellerimizi ve kalplerimizi de şirkten ve fısktan temiz tutanlardan eyle. Başarı ve hidayet Allâh’tandır.

 

Taharet: Temizlik

Taharet lügatte, nezafet ve temizlik manasına gelir. Fıkıh ıstılahında taharet, necaset denilen maddî pisliklerden ve hades denilen hükmî ve manevî pisliklerden temizlenmeyi ifade eder.

Taharet, şer’an namazın kılınmasını helâl kılan veya onun hükmünde olan bir fiildir. Abdestsiz kimsenin abdest alması, cünüp olan kimsenin gusül abdesti alması, bedeninde, elbisesinde veya mekanında necaset bulunan bir kimsenin necaseti gidermesi gibi fillerdir.

 

İslâm’ın Taharet ve Nezafete Verdiği Önem:

İslâm, taharet ne nezafete çok önem vermiştir. Bu durum aşağıdaki örneklerden anlaşılabilir.

  • Namaz için abdest almayı emretmiştir. Abdesti olmayan bir kimse namaz kılmak istediği zaman abdest alır. Allâh’u Teâlâ şöyle buyurmaktadır: “Ey imân edenler! Namaza kalktığınız zaman yüzlerinizi ve dirseklerle beraber kollarınızı yıkayın. Başınızı mesh edin ve ayaklarınızı da topuklarınıza kadar (yıkayın).” [Maide: 5/6]
  • Cinsi münasebetten sonra yıkanmayı emretmiştir. Allâh’u Teâlâ şöyle buyurmaktadır: “Eğer cünüp iseniz temizlenin.” [Maide: 5/6]
  • Elbiselerin ve dişlerin temizlenmesini, etek ve koltuk altını tıraş etmeyi ve tırnakların kesilmesini emretmiştir. Allâh’u Teâlâ şöyle buyurmaktadır: “Elbiseni temizle.” [Müddessir: 74/4] Rasulullâh sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Beş şey fıtrattandır: Sünnet olmak, etek tıraşı olmak, koltuk altlarındaki kılları temizlemek, tırnakları kesmek ve bıyığı kısaltmak.” [Buhari: 5550, Müslim: 257] Ve yine şöyle buyurmuştur: “Eğer ümmetime zor gelecek olmasaydı, her namazda misvak kullanmalarını emrederdim.” [Buhari: 847, Müslim: 252]

 

Taharetin Hikmetleri:

İslâm dîni, tahareti birçok sebepten dolayı emretmiştir. Bunlardan bazılarını zikredelim.

  • Taharet fıtratın gereğidir. İnsan fıtraten temiz olmaya meyleder, tabii olarak kirden ve necasetten sakınır. İslâm’ın fıtrat dîni olması hasebiyle tahareti ve nezafeti emretmiştir.
  • Müslümanın kerametini ve izzetini korumak için emretmiştir ki insanların arasında temiz ve aziz olsunlar.
  • Sıhhati korumak için emretmiştir. Çünkü nezafet, insanı hastalıklardan koruyan en önemli etkenlerden biridir.
  • Kişinin Allâh’ın huzurunda temiz ve nezih bir şeklide durması için emretmiştir. Çünkü mü’min namazda Rabbinin huzurunda durmaktadır. Bu nedenle hem zahirinin hem de bâtınının temiz olması gerekir. “Şüphesiz ki Allâh çok tövbe edenleri de sever, çok temizlenenleri de sever.” [Bakara: 2/222]

Kendileriyle Temizlik Yapılan Sular:

Hanefilerde:

Kendileri ile temizlenmek ve abdest almak caiz olan sular; yağmur, kar ve dolu suları, deniz suyu, nehir suyu, kaynak ve kuyu suları gibi kendisi temiz ve başkasını temizleyici sulardır. Bu sularla uzun müddet kalmakla değişseler de temizlik yapılır. Bunun delili Allâh’u Teâlâ’nın şu kavlidir: “Gökten tertemiz bir su indirdik.” [Furkan: 25/48]

Sonra sular beş kısımdır:

  • Kendisi temiz aynı zamanda temizleyici olup mekruh olmayan sular ki bunlar, mutlak sulardır. Çöven, zağferan ve sel suları gibi temiz olan şeyler suya karışıp da renk, koku ve tat vasıflarından biri değişmiş olsa bunlarla temizlenmek caizdir. İçki, sirke ve gül suyu gibi mayilerin karışıp galebe ettiği ve kendisinden su tabiatını, yani akıcı, ıslatıcı ve susuzluğu giderici özelliğini giderdiği su ile temizlik yapılmaz. Bunda aslolan şudur; bir suya biraz çamur karışsa, onun ‘mutlak su’ olma adı devam ettiği için, onunla abdest almak ittifakla caizdir. Ama su adını yitirdiği için, sirkeyle abdest almak, ittifakla caiz değildir.
  • Kendisi temiz aynı zamanda temizleyici olup mekruh olan sular ki bunlar, kedi vb. hayvanların içtiği ve aynı zamanda az olan sulardır.
  • Kendisi temiz olup fakat temizleyici olmayan sular ki bunlar, hadesi gidermek ya da abdest niyeti ile abdest üzerine abdest almak gibi sevap elde etmek için kullanılan sulardır. Bu suya müstamel su adı verilir. Kendisi ile abdest alınan yahut Allâh’u Teâlâ’ya yaklaşmak gayesi ile bedende kullanılan su, uzuvdan ayrıldığında kullanılmış su olur.
  • Necis olan sular ki bu, içine necasetin düştüğü, durgun ve az olan sulardır. Az su ona on arşından daha az olan sulardır ki bu tür suların içine düşen necasetin eseri görünmediğinde veya akıcı olup da eseri göründüğünde su necis olur. Akan bir suya bir pislik düşüp ondan bir eser görünmezse bu sudan da abdest alınır. Zira eser, suyun akışı sebebiyle yerinde durmaz. Eser; suyun tadı, kokusu ve rengidir. Hayvanlardan doğumu suda olanların orada ölmeleri ile su bozulmaz. Sinek, sivrisinek  ve tahtakurusu gibi akıcı kanı olmayan hayvanların suda ölmesi onu bozmaz. Bu ikisinden başkası ise az suyu bozar.
  • Temizleyici olma noktasında şüphe bulunan sular ki bunlar, eşek ve katırın içtiği sulardır.

Artıklar da dört kısımda değerlendirilir:

  • İnsanın, atın ve eti yenen hayvanların artıkları temizdir ve mekruh değildir. Cünüp de olsa, hayız da olsa, müşrik de olsa; insan artığıdır.
  • Temiz fakat kullanılması mekruh olan artıklar; kedi, serbest gezen tavuk, yılan, akrep ve fare gibi evlerde dolaşan hayvanların artıklarıdır. Bunların artıklarının necis olması etlerinin de necis olmasındandır, ancak bunlar -nassın da işaret ettiği gibi- evlerimizde, etrafımızda dolaştıklarından ve kendilerinden kurtuluş mümkün olmadığından dolayı, artıkları kerahetle temizdir. Yırtıcı kuşların artıkları da böyledir. Çünkü aslolan bunların gagalarının temizliğidir. Ancak bunlar leş yediklerinden ötürü, artıkları da mekruhtur.
  • Domuz, köpek ve yırtıcı hayvanların artıkları necistir. Domuz bizatihi necistir ve salyası da etinden çıkar. Köpeğe gelince; Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem köpeğin yaladığı kabın üç – bir rivayete göre yedi- defa yıkanmasını emretmiştir. Yırtıcı hayvanlar ise; ağızlarında salya olduğu ve salyaları da necis etlerden çıktığı için, artıkları da necistir. Ama terler böyle değildir, onda umumu belva sebebiyle zaruret vardır, bu sebeple necis sayılmaz.
  • Eşek ve katırın artığı şüphelidir. Bu hususta deliller çatıştığından dolayı şüphe meydana gelmiştir. Bu artıklar şüphelidir sözünün manası, bu hususta hüküm verilememiştir demektir. Yoksa temizi necis, necisi de temiz kılmaz. Temiz olan suyun yokluğunda bu suyla abdest alınır ve ayrıca ihtiyaten teyemmüm edilir.

Şafiilerde:

Temizlikte kullanılması caiz olan sular yağmur suyu, deniz suyu, nehir suyu, kuyu suyu, çeşme suyu, kar suyu ve dolu suyudur. Kendileriyle temizlik yapılan sular “gökten inen ve yerden çıkan” sulardır. Allâh’u Teâlâ şöyle buyurmaktadır: “Gökten tertemiz bir su indirdik.” [Furkan: 25/48]

Bu sular, özelliği ve hükmü bakımından şu dört kısma ayrılır:

  • Temiz ve temizleyici olup kullanılması mekruh olmayan sular ki bu, mutlak sudur. Mutlak su yaratılış bakımından sıfatları değişmemiş sudur.
  • Temiz ve temizleyici olup kullanılması mekruh olan sular ki bu, güneşte bekletilmiş (muşammes) sudur.
  • Temiz olup temizleyici olmayan sular ki bunlar, müstamel (abdest ve gusülde kullanılmış) veya temiz bir maddenin karışımıyla değişmiş olan sudur.
  • Necis olan sular ki bunlar, külleteyn’den az olup içine necaset karışmış olan veya külleteyn miktarı olup da içerisine necaset karışması suretiyle rengi, kokusu, veya tadı değişmiş olan sudur. Külleteyn’in miktarı ise eni, boyu ve derinliği altmışar santimetre olan bir küp veya çapı 48, derinliği 96 santimetre olan silindir şeklindeki, yâni 216 litre sudur.

 

Necasetler:

Hanefilerde:

Necasetler, “galîza” ve “hafife” olmak üzere iki kısma ayrılır. Galîza necaset, hakkında nass bulunan ve bu hususta muarız bir nass bulunmayan, sakınılmasında da zorluk bulunmayan necasettir. Hafife olan necaset ise, temizliği ve necisliği hakkında iki nassın muarız olduğu necasettir.

Galîza necasetin sıvı ise bir el ayasından, katı ise bir dirhemden fazlası namaza mani olur. Aslında alimlerimiz ‘makat miktarı’ demek istediler ama ‘dirhem miktarı’ demekle bunu kinayeli olarak söylediler. Hafîfe olan necaset, elbisenin dörtte biri kadar olursa, onunla namaz kılınmaz. Şer’î hükümler açısından bir şeyin dörtte biri, o şeyin tamamı hükmündedir.

İnsan bedeninden çıkan ve temizlenmesi icab eden şeylerin necasetleri galîzadır.  Dışkı, sidik, kan, meni, irin ve kusmuk gibi. Hayvan ve sığır dışkısı necistir. Ebû Hanîfe’ye göre eti yenmeyen hayvanların sidiği de necistir. İmameyn’e göre bunlar hafife pisliklerdir, çünkü bunlar umumu belva olarak yollarda vardır ve galîza mı hafife mi oldukları hususunda ihtilaf vardır. Fare sidiği ve dışkısı da galîza necasettir. Yemek yiyor olsun veya olmasın, kız ve erkek bebeklerin sidikleri de galîza necasettir. Meni de galîza necasettir, ıslak olanını yıkamak gerekir, kurusunu ise ovalamak yeterlidir.

Meste hayvan dışkısı gibi kazınıp giden bir necaset bulaşır da kurursa, onu yere sürterek gidermek caizdir. Şarap ve sidik gibi yaş olan ve kazımak ve sürtmekle gitmeyen necasetler ise ancak yıkamakla temizlenir. Kılıç ve ayna gibi şeylerden necaseti silmek yeterlidir, çünkü bunlar sert cisimlerdir ve bu sebepten bunlara necaset nüfuz etmez.

Eti yenen hayvanların sidiği, atın sidiği, balığın kanı, katır ve eşeğin salyası, eti yenmeyen kuşların dışkısı, hafîfe necasettir. Etleri yenen kuşların dışkısı ise temizdir. Fakat tavuk ve ehil ördeklerin dışkısı galîza necasettir, çünkü bu konuda icmâ vardır

Şafiilerde:

Necaset temiz olmayan şeylere verilen isimdir. Şer’an, kan ve sidik gibi namazın sıhhatine mâni olan necasetlerdir. Bizzat kendileri necis olan şeyler çoktur. Onların en önemlileri şunlardır:

  • Hamr (şarap) ve sarhoşluk veren her sıvı madde necistir.
  • Köpek ve domuz
  • Murdar olan hayvan necistir. Murdar olan hayvandan maksat, şer’î bir şekilde kesilmeyen hayvandır. Onun haram olması, necis olmasından ötürüdür. Putlar adına kesilen, Allâh’tan başkası adına kesilen ve müşriklerin kestiği hayvanlar besmele ile de kesilseler murdardır ve necistir. Üç şey leşin necasetinden istisna edilmiştir. Bunlar: insan ölüsü, balık ölüsü ve çekirge ölüsüdür. Canlı bir hayvandan kesilen parça da murdardır ve necistir.
  • Akan kan İrin de akan kan hükmündedir.
  • İnsan ve hayvan pisliği
  • Eşek vb. gibi eti yenmeyen hayvanların sütleri de necistir.

Necasetler mugalleze, muhaffefe ve mutavassıta olmak üzere üç kısımda değerlendirilirler.

Mugalleze necaset, köpek ve domuzun necasetidir. Bunlar biri toprakla olmak üzere yedi defa su ile yıkamakla temizlenir.

Muhaffefe necaset, iki yaşını doldurmamış, sadece anne sütü ile beslenen çocuğun sidiğidir. Bu necaset üzerine su dökmekle temizlenir.

Mutavassıta necaset, insan sidiği ile hayvan dışkısı ve kandır. Bu necaset su ile temizlenir. Maddesinin, kokusunun ve renginin ortadan kalkması gerekir. Ancak kan gibi giderilmesi zor olan bir necasetin renginin kalması zarar vermez.

 

Affedilen Necasetler:

İslâm temizlik dînidir. Bu nedenle de nerede olursa olsun necasetin giderilmesini ister. Elbisede, mekânda, bedende olan necasetleri, namazın sahih olması için temizlemeyi şart koşmuştur. Aynı zamanda İslâm dîni kolaylık dînidir. Bundan ötürü yok edilmesi ve sakınılması zor olan bazı necasetleri, zorluk olmasın diye affetmiştir.

İslâm’ın affettiği necasetler Hanefilerde:

  • Galîza necasetin sıvı ise bir el ayasından, katı ise bir dirhemden azı affedilmiştir.
  • Hafîfe olan necaset, elbisenin dörtte birinden az miktarı affedilmiştir.
  • İğne ucu kadar ufak sidik sıçramaları da affedilmiştir.

İslâm’ın affettiği necasetler Şafiilerde:

  • Kasıtsız bulaşan az kan, irin, pire kanı ve sivrisinek pisliği affedilmiştir.
  • Elbise veya bedene bulaşan sidik sıçramaları affedilmiştir. Ama bundan sakınmak gerekir çünkü kabir azabına sebep olur.
  • Yaralardan çıkan kan ve irinler çok da olsa sahibi için affedilmiştir.
  • Harman sürmek için koşulan hayvanların dışkısı da affedilmiştir.
  • Çok olmamak şartıyla kasabın elbisesine bulaşan necaset affedilmiştir.

 

Necasetin Giderilmesi

Hanefilerde:

Su ile necaseti gidermek caizdir ve aslolan budur. Aynı şekilde sirke ve gül suyu gibi bütün temiz olan sıvılarla necaset giderilir.

Görünen bir necasetin temizlenmesi, onun tamamen kaybolmasıyla olur. Zira bir yerin necis olduğuna hükmetmek, necasetin varlığıyla olur. Necaset oradan kaybolunca da orası temizlenmiş olur. Eğer tamamını kaybetmek zor olursa kalıntı zarar vermez.

Görünmeyen cinsten bir necasetin temizlenmesi, temizlendiğine zann-ı galip ile kanaat getirilinceye kadar yıkamakla olur. Çünkü şeriatta yakin bilginin sağlanması çok zor olduğunda zann-ı galip bir delildir. Vesveseyi ortadan kaldırmak için, üç veya yedi defa yıkamakla temizlendiğine hükmolunur ve her defasında da yıkanan şey sıkılır. İstincada da böyle hüküm verilir.

Yellenmek hariç, küçük ve büyük abdestten sonra temizlenmek sünnettir. Taş ve onun yerini tutan diğer şeylerle temizlenmek caizdir, fakat yıkamak en iyisidir. Taş ve onun yerini tutan şeylerle necaset tamamen gidinceye kadar silinir. Necaset çıkış yerinin etrafına dağılacak olursa ancak yıkamakla temizlik caiz olur. Sağ elle, kemikle, tezekle ve yiyeceklerle temizlik yapılmaz. Helada kıbleye karşı dönülmez ve arkada çevrilmez.

Şafiilerde:

Meni hariç ön ve arka yollardan çıkan her sıvı veya pislik necasettir. İdrarın ve dışkının her çeşidini yıkamak farzdır. Ancak anne sütünün yanında başka bir şey yemeye başlamamış erkek çocuğun idrarını yıkamak farz değildir, bu çocuğun idrarının üzerine su serpmekle temizlenir.

Kan ve irinin azı (gözle görülmeyen) dışında necasetin hiçbir çeşidi affolunmaz. Kanı akmayacak kadar az olan sinek ve haşaratlar bir kabın içine düşüp öldüğünde, o kabı necis etmez.

Bütün hayvanlar temizdir. Ancak köpek, domuz ve bu ikisinden birinin temiz bir hayvanla birleşmesinin neticesinde doğan hayvanlar necistir. Balık, çekirge ve insan hariç bütün ölüler necistir. Köpek ve domuzun yaladığı kap, bir defa toprakla olmak üzere yedi defa yıkanır. Bunların dışındaki necasetlerin bir defa yıkanması yeterlidir.

 

Hâtime:

Dergimizin bir sayısında yine Fıkıh Bölümünün yazısını tamamlamayı bize nasip eden Rabbimize hamdolsun. Bu yazımızda taharetten ve necasetin hükümlerinden bahsettik. Bir sonraki yazımızda da yine taharet bahsine devam edeceğiz ve taharet bahislerinden Abdest, Gusül ve Teyemmüm meselelerini ele alacağız inşaAllâh. Bir sonraki yazımızda buluşmak ümidiyle Allâh’a emanet olun.

Minhâc Dergisi 5. Sayı | Nisan 2023 | Üzeyir Hanif