Dergi’den

Dengi ve benzeri olmayan Allâh’u Teâlâ’nın ismiyle…

Tevhîd ehli olarak bizler; O’na hamd eder, O’ndan yardım ve başarı dileriz. Salât ve selâm da son tevhîd elçisine ve O’nun pak âline ve ashabına olsun.

Minhâc Dergisi’nin değerli okurları! 4. Sayımızla yine sizlere seslenme fırsatı bulduk. Bu sayımızı çok önemli bir kavram olan tevhîde ayırdık. Kıymetli yazarlarımız, emek teri dökerek özgün yazılarıyla İslâm’ın ve tevhîdin hakikatlerini sizlere sundular.  

Elhamdulillâhi hamden kesiran…

Malum olduğu üzere tevhîd, farzlar üstü bir farz olup, Rabbimizin en büyük emridir. Rabbimiz, tüm kullarından tevhîdî bir kulluğu yerine getirmelerini istemektedir.

Tevhîd elçileri tevhîdin taraflarını tevhîde ve tevhîdî bir hayata çağırırken, karşı cephe olan şeytan ve şeytanın taraftarları da tevhîde muhalif olan şeylere insanları çağırmışlar ve de çağırmaktadırlar.

Hak ve bâtıl mücadelesinde çağıranlar ve çağrılanlar hep olagelmiştir. Tevhîd elçilerine uyup, hak daveti kabul edenler tevhîdî bir kulluğu ortaya koymuş ve “Muvahhid” ismiyle anılmıştır. En büyük yasak olan şirkin ve küfrün taraftarları da “müşrik” ve “kâfir” ismiyle anılagelmiştir.

İnsanlık tarihi, tevhîdin taraftarlarının şeytanın taraftarlarıyla mücadelesinin olduğu mücadeleler tarihidir. Tevhîdin taraftarları olarak bizler de, karınca misali “safımız belli olsun” diyerek tevhîde ve tevhîd ehline hizmetimizi yerine getirmeye çalıştık. 

Tevhîdin doğru olarak anlatılmasının Muvahhidlerin bir görevi olduğuna inananlar olarak, Tevhîd Nesli’ne Tevhîd Sayısı’nı sunmaktan mutluluk duyuyoruz.

Her zaman olduğu gibi gayret bizden, yardım ve başarı Rabbimizdendir.

Tevhîd ehline selâm ve dua ile…

fi emânillâh…